Yarın on saat çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to study ten hours tomorrow.
Arapça çalışmak istiyorum.
- I would like to study Arabic.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
Sık sık kendini çalışma odasına kapatır ve böyle şeyler yazar.
- He often shuts himself up in the study and writes things like this.
Tom Fransızca öğrenme niyetiyle Fransaya geldi.
- Tom came to France with the intention of studying French.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
İngilizce öğrenmek için Amerika'ya gitti.
- He went to America to study English.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.