Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
- The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
- Victims of the hurricane received financial aid from the government.
Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.
- The singers sang together in order to raise money to help people with AIDS.
Adam boğulan kadına yardımcı olmak için daldı.
- The man dived to the drowning woman's aid.
Onu kendi işinde destekledik.
- We aided him in his business.
Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim.
- I was aided by a dear friend.
Sözlük dil öğrenmede önemli bir yardımcıdır.
- A dictionary is an important aid in language learning.
Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.
- Esperanto is an aid for teaching foreign languages.
Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
- They came to our aid at once.
Onun kaçmasına yardım ettiğim için tutuklandım.
- I was arrested for aiding in his escape.
The incompetent general's brilliant aid often made priceless suggestions.
... to serve as my digital aid and assistant. ...
... networking tools that aid veterans that are leaving the ...