an additional edition of a newspaper (usually to report a crisis)

listen to the pronunciation of an additional edition of a newspaper (usually to report a crisis)
İngilizce - Türkçe

an additional edition of a newspaper (usually to report a crisis) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

extra
ekstra

Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür. - The body converts extra calories into fat.

Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler. - They decided to leave extra food behind.

extra
gereğinden
extra
fazlalık etmek
extra
ayrı

Ayrı bir servis ücreti tahsil edilecektir. - The service charge is extra.

Ayrıca bu biraz ekstra yapmak için bir yoldur. - It's a way to make a little extra on the side.

extra
gazet
extra
fevkalade

Tom fevkalade mutlu hissetti. - Tom felt extraordinarily happy.

extra
fazla

Onun için fazladan bir masraf olacak mı? - Will there be an extra charge for that?

Fazladan bir on dolara ihtiyacımız olacak. - We'll need an extra ten dollars.

extra
fazladan

Onun için fazladan bir masraf olacak mı? - Will there be an extra charge for that?

Onların fazladan bir yatağı var. - They have an extra bed.

extra
{s} olağanüstü

Tom'un olağanüstü dereceleri var. - Tom got extraordinary grades.

Tom olağanüstü gücü olan bir atlettir. - Tom is an athlete with extraordinary strength.

extra
(sıfat) ekstra, ek, fazla, üstün, olağanüstü, ilave edilen, ilave
extra
ilaveten
extra
{i} figüran
extra
hariç
extra
{s} üstün
extra
{s} ilave edilen
extra
{i} ekstra şey
extra
(Tıp) Fazladan, dışında, ilaveten
extra
önek dışarı
extra
(isim) ekstra şey, ek, ilave, ek iş, ekstra masraf, ilave (gazete), zam, figüran
İngilizce - İngilizce
extra
an additional edition of a newspaper (usually to report a crisis)