Tavsiye sormaktan çekinme.
- Don't hesitate to ask for advice.
Ben onlara düğün günlerinin ne zaman olduğunu sormak istiyorum.
- I want to ask them when their wedding day is.
Soru sormaktan korkma.
- Don't be afraid to ask questions.
Tom Mary'ye bir soru sormak istedi.
- Tom wanted to ask Mary a question.
Sadece onun yardımını istemek zorundasın.
- You have only to ask for his help.
Sadece onu istemek zorundasın.
- You have only to ask for it.
Tom Mary'ye onunla dışarı çıkmasını rica etmek istedi, ama cesareti yoktu.
- Tom wanted to ask Mary to go out with him, but he didn't have the courage to.
Ben dikkatsizce e-posta adresini sildim ve onun için Yeni Zelandadaki Russel'den rica etmek zorunda kaldım.
- I carelessly deleted your e-mail address and had to ask Russell in New Zealand for it.
Tom baloya Mary'yi davet etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary to the prom.
Tom bana Mary'yi dansa davet etmek istediğini söyledi.
- Tom told me that he intended to ask Mary to the dance.
O, ona nerede yaşadığını sordu.
- He asked her where she lived.
Tavsiye sormaktan çekinme.
- Don't hesitate to ask for advice.
Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istedi.
- Tom wanted to ask Mary out on a date.
Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.
- Tom finally mustered up the courage to ask Mary out.
To ask for a gift is a privilege, a wonderful expression of commitment to and ownership of the organization. Getting a yes to an ask can be a rush, but asking for the gift can and should be just as rewarding.