an act of hesitating; suspension of opinion or action; doubt; vacillation

listen to the pronunciation of an act of hesitating; suspension of opinion or action; doubt; vacillation
İngilizce - Türkçe

an act of hesitating; suspension of opinion or action; doubt; vacillation teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hesitation
tereddüt

Tereddüt etmeden karısına gerçeği söyledi. - Without hesitation, he told his wife the truth.

O, hiç tereddüt etmeden kendi arabasını sattı. - He sold his own car without hesitation.

hesitation
ikircik
hesitation
ikircim
hesitation
duraklama
hesitation
{i} duraksama

Mary duraksamadan buz gibi suya atladı. - Mary jumped into the icy water without hesitation.

Gerçek dövüşte, duraksamanın çok tehlikeli bir şey olduğunu unutmamalısın. - In real combat, you must not forget that hesitation is a very dangerous thing.

hesitation
{i} çekinme

Tom çekinmeden arabasını sattı. - Tom sold his car without hesitation.

Tom çekinmeden odaya girdi. - Tom entered the room without hesitation.

hesitation
{i} tereddüd
hesitation
{i} takılma
İngilizce - İngilizce
hesitation
an act of hesitating; suspension of opinion or action; doubt; vacillation

    Heceleme

    an act of hesitating; sus·pen·sion of o·pin·ion or action; doubt; vac·il·la·tion

    Telaffuz