Tom Mary'ye yetişmek için deli gibi koştu.
- Tom ran like crazy to catch up with Mary.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Sıkı çalışıp sınıfındaki herkesi yakalamak zorunda.
- She has to study hard and catch up with everybody in her class.
Daha sonra yakalayacağız.
- We'll catch up later.
Daha sonra size yetişirim.
- I'll catch up with you later.
O yakında Tom'a yetişecek.
- He'll soon catch up with Tom.