Biz senin kan basıncını ölçmek istiyoruz.
- We want to measure your blood pressure.
Sıcaklığını ölçmek istiyoruz.
- We want to measure your temperature.
O etkin önlemler alamadı.
- He could not take effective measures.
Biz trafik kazalarını önlemek için gerekli önlemleri almamız gerekir.
- We must take measures to prevent traffic accidents.
Biz öğrencilerin giriş sınavındaki başarılarından büyük ölçüde sorumluyuz.
- We are, in large measure, responsible for students' success in the entrance exam.
Zamanın ölçüsü nedir?
- What are the measures of time?
Harvard'ın bilim adamları, çocuk sahibi olan veya olmayan 58 bekâr ve evli erkek tükürüğündeki erkek hormon miktarını ölçtü.
- Harvard scientists have measured the amount of male hormone in the saliva of 58 single and married men with or without children.
Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.