ama'

listen to the pronunciation of ama'
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Dağbaşlarında olan duman
ama
Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarar, amma: "Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu."- N. Cumalı
ama
Fakat, lakin anlamında bir bağlaç
ama
Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarar: "İnanmam ama fırsat bulursam, baktırmadan da yapamam."- K. Tahir
ama
Japon Buda rahiplerine verilen ad
ama
Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılır
ama
Gözleri görmeyen
ama
Japonya'da Buda Rahibesi
ama
Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlar: "Gerçi Miralay bey bu suretle tekrar hatıralarına dalıp derdini unutur ama onu gece yarılarına kadar dinlemek fedakârlığı da yine bize düşer."- H. Taner
ama
Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilir: "Gerçi, vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama!"- Y. K. Karaosmanoğlu
ama
Kızkardeş
İngilizce - İngilizce

ama' teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

AMA
Alberta Motor Association
AMA
American Medical Association
AMA
against medical advice
ama
Fabric made from the hair of a camel or goat
ama
The float on the outrigger of a proa or trimaran
ama
Alternative spelling of amah
AMA
professional organization for business managers
AMA
professional organization for doctors
AMA
account which combines regular banking functions with investment activity allowing one bank statement that includes all financial activity
ama
American Management Association
ama
Against medical advice, notation made in the record of a patient who leaves an inpatient setting against the physician's advice
ama
aquaculture management area
ama
The Academy Of Model Aeronautics The official national body for model aviation in the United States AMA sanctions more than a thousand model competitions throughout the country each year, and certifies official model flying records on a national and international level
ama
(SeeAmerican Marketing Association)
ama
American Motorcyclist Association
ama
(Automatic Message Accounting) The process that captures and places details of messages on magnetic tape for billing purposes
ama
The American Medical Association
ama
Automatic Message Accounting See Call Detail Record (CDR)
ama
Association of Metropolitan Authorities
ama
  Abbreviation for automatic message accounting
ama
Actuator Mechanism Assembly
ama
Automatic Message Accounting
ama
Academy of Model Aeronautics, an organization for all types of R/C flyers Pitch Up and down motion in aircraft
ama
(former) Association of Metropolitan Authorities
ama
abbr Automatic Messaging Account
ama
ASOCIACIÓN MEXICANA DE ACTUARIOS
ama
Automobile Manufacturers Association Canadian equivalent is the CAMA
ama
Academy of Model Aeronautics This is the largest formal association of model aircraft builders in the U S The AMA promotes model aviation in a variety of ways
Türkçe - İngilizce

ama' teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı

ama
but

We have the extra-large size, but not in that color. - Büyük bedenimiz var, ama o renk mevcut değil.

He is young, but experienced. - O genç ama deneyimli.

ama
if
ama
only

Tom worked hard only to fail the exam. - Tom çok çalıştı ama sınavda başarısız oldu.

I accept, but only under one condition. - Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.

ama
however

The sentence is correct, however, I would word it differently. - Cümle doğru ama onu farklı bir biçimde ifade edebilirdim.

Tom and Mary didn't like each other at first. However, they eventually became good friends. - Tom ve Mary başlangıçta birbirlerini sevmediler ama sonunda iyi arkadaş oldular.

ama öyle ama böyle
one way or another
ama
above all; absolutely
ama
really, truly
ama
but, yet, still
ama
yet

Tom promised to come, but hasn't showed up yet. - Tom gelmek için söz verdi, ama henüz gelmedi.

I've been studying French for a long time, but I'm not yet fluent. - Uzun süredir Fransızca öğreniyorum ama henüz akıcı değilim.

ama diğer taraftan
but then
ama sonra
but then

But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London. - Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.

The fugitive surfaced in a small town fifty miles from here but then disappeared again. - Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

ama yine de
but yet
âmâ
blind

Love is blind, but jealousy can see even nonexistent things. - Aşk kördür ama kıskançlık var olmayan şeyleri bile görebilir.

Love isn't blind, but it's often stupid. - Aşk kör değildir ama çoğu zaman aptaldır.

âmâ
blind kör
zeki ama anti-sosyal
geek
küçük ama mükemmel
bijou
tantanalı ama önemsiz gösteri
pageant
Dağda sallanmaz ama zelzele onu sallar
(Atasözü) Mountains may be removed with eathquakes
hadi ama
come on man
acayip ama hoş
far out
beni ara ama mutlaka
call me i mean it
bodur ama güçlü hayvan
chunk
bu güzel ama biraz pahalı
It's good but it's a little expensive
cami yıkılmış, ama mihrabı yerinde
(Konuşma Dili) She is still beautiful in spite of her age
değerli ama işe yaramayan mülk
white elephant
eleştirmenlerin beğenmesi ama tutulmama
succes d'estime
fakir ama temiz giyimli kibar
shabby genteel
garip belki ama
strangely enough
görünmeyen ama gerçekte iktidarlı olan
faceless
gösterişli ama değersiz
brummagem
gösterişli ama değersiz
tinsel
gösterişli ama değersiz şey
brummagem
gösterişli ama değersiz şey
gaud
güneşli ama rüzgârdan korunmuş yer
suntrap
güvey olmadık, ama kapı dışında bekledik
jocular I have no expertise on this matter but it's not foreign to me
güzel ama ifadesiz yüzlü kimse
wax doll
güzel ama kafasız kız
doll's face
güzel ama kafasız kız
doll
güzel ama yapmacıklı
namby pamby
hepsi iyi hoş ama
that's all very well but
hepsi iyi hoş ama
it's all very well but
hevesli ama başarısız
manque
iyi kâlpli ama kaba insan
rough diamond
iyi niyetli ama başarısız sosyal reformcu
do-gooder
kaba ama iş görür
rough and ready
kaba saba ama içten
rough and ready
kapalı ama kilitlenmemiş
on the latch
kurallara uygun ama haksız kazanma
gamesmanship
kurumuş ama dökülmemiş
marcescent
kusura bakma ama
take no offense but
kusura bakma ama
no offences but
küçücük ama çok etkili şey
mustard seed
kısa ama sağlam yapılı
stocky
mantıkla çelişen ama doğru olan söz
paradox
riskli ama mümkün başarı
a sporting chance
sinek küçük ama mide bulandırır
a fly in the ointment
sinek küçüktür ama mide bulandırır
(Atasözü) Some small and seemingly insignificant people/things are capable of wreaking great mischief
tantanalı ama önemsiz gösteri
pageantry
çift kişilik yatak rezervasyonu yaptırmıştım ama odamda ikiz yatak var
I reserved a double bed but I got a twin
övünmek gibi olmasın ama
with all due modesty