always; constantly; for the complete duration

listen to the pronunciation of always; constantly; for the complete duration
İngilizce - Türkçe

always; constantly; for the complete duration teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

all the time
hep

Anlamıyorum. Niye hep onunla takılıyorsun? - I don't understand. Why do you hang out with her all the time?

Tom ve ben hep kavga ederiz. - Tom and I fight all the time.

all the time
her zaman

İnsanoğlu genellikle iyi olmak ister fakat her zaman çok iyi ve sakin değil. - On the whole human beings want to be good, but not too good and not quite all the time.

O her zaman orada kaldı. - He stayed there all the time.

all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

Tom sürekli TV izler. - Tom watches TV all the time.

Tom, onlar ilkokuldayken, sürekli Mary'ye sataşırdı. - Tom used to pick on Mary all the time when they were in elementary school.

all the time
her zaman, daima, hep
İngilizce - İngilizce
all the time

The public does not wish to be outraged in this way all the time.

always; constantly; for the complete duration