Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
- Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
Kendisi polis olmasına rağmen hırsızlardan korkuyor.
- Even though he's a policeman, he's afraid of thieves.
Şu anda kendine ait bir piyanosu olmasa bile Tom hâlâ piyano çalabiliyor.
- Tom can still play the piano even though he doesn't own one now.
Tom gerçekten ilgilenmiş olsa bile Mary'nin geçmişiyle ilgilenmediğini söyledi.
- Tom said he didn't care about Mary's past even though he really did.
Biraz soğuk olsa bile yüzmeye gidelim.
- Even though it's a bit cold, let's go swimming.
Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.
- Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.