Hava kötü olduğu halde geldi.
- He came even though the weather was bad.
Kendisi polis olmasına rağmen hırsızlardan korkuyor.
- Even though he's a policeman, he's afraid of thieves.
Arkadaşım bir vejetaryen olmasına rağmen, çorbada biraz et olduğunu ona söylemedim.
- Even though my friend was a vegetarian, I didn't tell him that the soup had some meat in it.
Kanıtlayamasan bile neyin doğru olduğuna inanırsın?
- What do you believe is true even though you cannot prove it?
Bunu sevmesen bile, yemelisin.
- Even though you don't like this, you must eat it.
Biraz soğuk olsa bile yüzmeye gidelim.
- Even though it's a bit cold, let's go swimming.
Tom, hırsız alarmı çalmaya başlamış olsa bile gazete okumaya devam etti.
- Tom continued reading the newspaper even though the burglar alarm had gone off.