Önümüzdeki hafta beni görmeye gelmeyecek misin?
- Won't you come and see me next week?
Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
- I want to come here next winter again.
Bu günlerde iş edinmek zor.
- Jobs are hard to come by these days.
İşsiz pek çok kişi ile işleri edinmek zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
- Please make an appointment to come in and discuss this further.
İçeri girmek istemez misiniz?
- Don't you want to come inside?
O gelmese bile, biz başlamak zorunda kalacağız.
- Even if he doesn't come, we'll have to begin.
Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin.
- You shouldn't have come here to begin with.
Tom'la birlikte olmak için geri geldin, değil mi?
- You've come back to be with Tom, haven't you?
Tom burada olmak istemese gelmezdi.
- If Tom didn't want to be here, he wouldn't have come.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Hadi, arkadaşlar, bu artık komik değil.
- Come on, guys. This is not funny anymore.
Bir UFO gördüğünü mü söylüyorsun? Hadi ama!
- You say you've seen a UFO? Come on!
He came after a few minutes.