altından

listen to the pronunciation of altından
Türkçe - İngilizce
golden

Caesar erected a golden statue of Cleopatra. - Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.

The princess rode in a golden carriage. - Prenses altından yapılmış bir arabaya bindi.

under

He got out from under the car. - O, arabanın altından çıktı.

A cat came out from under the desk. - Masanın altından bir kedi çıktı.

below
beneath
underneath
alt
lower

I have a bad pain in my lower back. - Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.

The lower lip is bigger than the upper lip. - Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.

alt
{i} base

Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold. - Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.

Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver. - Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.

altından geçen su ile çalışan
undershot
altından girip üstünden çıkmak
to squander, to blow
altından girip üstünden çıkmak
to squander, spend (a fortune) recklessly
altından kalkamamak
1. to be unable to carry (something) through to completion. 2. not to be able to protect oneself (from a difficulty)
altından kalkmak
to overcome, to surmount
altından kalkmak
to carry out (something) successfully
altından ne çıkacak bilinmez
(Konuşma Dili) The outcome is uncertain
altından çapanoğlu çıkmak
to have a troublesome complication appear
alt
under

They sat under a tree. - Bir ağacın altına oturdular.

Is the cat on the chair or under the chair? - Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?

alt
below
alt
low

I have a bad pain in my lower back. - Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.

Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water. - Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.

cilt altından
subcutaneously
deri altından
subcutaneously
alt
foot

They were playing footsie under the table. - Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.

The footnotes are at the bottom of the page. - Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.

alt
inferior

For that reason, temporary workers are working under inferior conditions. - Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.

alt
sub

Hundreds of fields were submerged in the flood. - Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations. - Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

alt
infra

Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country. - İklim değişimi, iç savaş,finansal zorluk ve altyapısal kaosun hepsi bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.

Maglev trains require expensive infrastructure. - Maglev trenleri pahalı bir altyapı gerektirir.

alt
sub-
alt
hypo-
alt
humble
alt
{i} bottom

I live on the bottom floor. - Ben alt katta yaşıyorum.

Tom sat at the bottom of the stairs wondering what he should do next. - Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.

alt
subcategories
alt
subsite
alt
subsections
alt
subdirectory
alt
the bottom of
alt
to lower
alt
subtypes
alt
the lower
alt
buttom
alt
to sub
alt
subnets
ALT
alt
Köprünün altından çok sular aktı
A lot of water has flowed under the bridge
aba altından değnek göstermek
to use an iron hand in a velvet glove
aba altından değnek göstermek
to show the iron hand beneath the velvet glove, speak softly but carry a big stick
alt
the farther
alt
subordinate
alt
the space beneath
alt
nether
alt
lower part
alt
underside
alt
subaltern
alt
bottom , child , sub
alt
lower, inferior, under, bottom; bottom, underside, underneath
alt
under, beneath, below (with a personal suffix and a case ending)
alt
underneath

Tom crawled underneath the bed. - Tom yatağın altında süründü.

The mouse ran underneath the bed. - Fare yatağın altına kaçtı.

alt
continuation, the rest
alt
buttocks, rump, bottom
alt
hypo
alt
upset

You've upset my life. - Hayatımı alt üst ettin.

Tom is going to be upset if Mary doesn't do that. - Mary onu yapmazsa Tom altüst olacak.

başının altından çıkmak
to be sb's doing, to be at the bottom of sth
başının altından çıkmak
(for a plot) to be hatched out in (someone's) head; to be caused (by)
bıyık altından gülerek
tongue in cheek
bıyık altından gülmek
lough in one's sleeve
bıyık altından gülmek
to laugh up one's sleeve
bıyık altından gülmek
(deyim) laugh up one's sieve
bıyık altından gülmek
laugh up one's sleeve
ceza olarak geminin altından geçirmek
keelhaul
değirmen taşının altından diri çıkar
(Konuşma Dili) He always lands on his feet
el altından
underhandedly, secretly, clandestinely
el altından
under the counter
el altından olan
backstairs
el altından yapılan
back door
el altından yapılan tesir
back influence
hangi taşı kaldırsan, altından çıkar
(Konuşma Dili) 1. He has an opinion about anything you mention. 2. He has a finger in every pie
her işin altından kalkar
resourceful
köprünün/lerin altından çok su/sular aktı/geçti
(Konuşma Dili) Many things have changed since then
saman altından
(deyim) under the counter
saman altından su yürütmek
do something secretly
saman altından su yürütmek
(deyim) have a card up one's sleeve
saman altından su yürütmek
to act on the sly, to do sth secretly
saman altından su yürütmek
act on the sly
saman altından su yürütmek
to be as sly as a fox, be extremely crafty and devious
saman altından su yürütmek
(deyim) do things under the rose
yükün altından kalkmak
1. to succeed in doing a difficult task, carry out a hard job successfully. 2. to repay a kindness or favor
İngilizce - İngilizce

altından teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Alt
A modifier key
Alt
Type of newsgroup that discusses alternative-type topics The alt groups are not official newsgroups, but lots of people read them anyway
Alt
Alternative Service Providers (BAS)
Alt
An alternative label Used in an HTML tag for the benefit of people using nongraphical browsers, or for people using a browser with graphics turned off
Alt
Alt is the name of a modifier bit which a keyboard input character may have To make a character Alt, type it while holding down the ALT key Such characters are given names that start with Alt- (usually written A- for short) See section Keyboard Input
Alt
{i} (Computers) Alt key (keyboard key pressed in combination with other keys to execute commands)
Alt
Alanine aminotransferase - a liver enzyme The ALT test determines the level of this enzyme in the blood Blood donors who show a high level of ALT may be at increased risk of transmitting Hepatitis
Alt
The alt term describes a certain hierarchy of newsgroup alternatives to the original mainstream newsgroups on USENET Originally, newsgroups fell into one of six categories: comp (computers), rrec), social (soc), news, science (sci), talk and miscellaneous (misc)
Alt
Alanine aminotransferase - a protein which, when found in elevated quantities, generally indiciates liver damage Genotype: Different genotypes of the one virus are similar enough to be regarded as the same type but have some minor differences in their RNA composition These differences may mean the virus reacts differently to our immune response or to drug treatments and natural therapies
Alt
Altitude or Altimeter or Alternate
Alt
Refers to a key on the two ends of the spacebar on the keyboard ALT keys are used for keyboard short cuts
Alt
Automated Loop Test System The operations system that provides a single comprehensive automated test system for testing international customer POTS lines
Alt
The ALTernate key on the keyboard, used to access alternate characters or modify mouse actions You can move a polygon after selecting it, for example, by holding down the Left Mouse Button and the ALT key simultaneously
Alt
The [ALT] (or Alternate) key on the keyboard is used in conjunction with other keys and mouse actions to perform various commands and functions
Alt
the Alternative key on a keyboard
Alt
Alt stands for Alternative, one of the categories of Usenet newsgroups
Alt
angular distance above the horizon (especially of a celestial object)
Alt
Alanine aminotransferase, a protein which, when found in the blood in elevated quantities, generally indicates liver dysfunction
Alt
A USENET category used for newsgroups on alternative topics
Alt
A special key on most computer keyboards that allows users to access alternate features and keyboard "hotkeys" Alt is almost always used in conjunction with another key, such as "F4" or "Ctrl"
Alt
Alternate
Alt
Alternative Text, displayed in place of an image during download and by none graphical browsers to decribe the image This is a required attribute for all images
alt
The higher part of the scale
alt
{i} note or tone located above the treble staff (Music)
Türkçe - Türkçe

altından teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Alt
ast
alt
Bir şeyin yere yakın bölümü
alt
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor."- Z. O. Saba
alt
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı
alt
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
alt
Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı."- O. C. Kaygılı
alt
Yanan ocağın alevi: "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı."- H. Taner
alt
Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş."- H. Taner
alt
Birkaç şeyin içinden bize göre uzak olanı
alt
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
alt
Yere yakın olan
alt
Yere bakan yan
alt
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
alt
Yanan ocağın alevi
alt
Bir nesnenin tabanı
alt
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir: "Çoluk çocuk akşama kadar güneşin altında anaforculuğun cezasını çektiler."- A. Gündüz
İngilizce - Türkçe

altından teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

alt
ALT
altından