altında

listen to the pronunciation of altında
Türkçe - İngilizce
beneath

Europa and Enceladus are thought to have an ocean of liquid water beneath their surface. - Europa ve Enceladus'un, yüzeylerinin altında sıvı sudan oluşan bir okyanusa sahip oldukları düşünülmektedir.

Tom is sitting beneath the tree. - Tom ağacın altında oturuyor.

under

I found my dog lying under the tree in our yard. - Köpeğimi bahçemizdeki ağacın altında uzanırken buldum.

Is the cat on the chair or under the chair? - Kedi, sandalyenin üstünde mi yoksa altında mı?

below

Your marks were well below average this term. - Bu dönem notların ortalamanın oldukça altında.

The man watched the sun set below the horizon. - Adam ufkun altında güneşin batışını izledi.

underneath

Tom crawled underneath the bed. - Tom yatağın altında süründü.

Tom found his key underneath the sofa. - Tom anahtarını divanın altında buldu.

beneath, below, under, underneath
down below
below smb
down

I won't take this lying down. - Bunun altında kalmayacağım.

It's turtles all the way down. - Onun altında da hep kaplumbağalar var.

neath
sub

Hundreds of fields were submerged in the flood. - Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

A submarine can travel over and under the water. - Bir denizaltı, su yüzünde ve su altında yolculuk edebilir.

underlying
under it
under which
alt
lower

The lower lip is bigger than the upper lip. - Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.

The calf muscle is located on the back of the lower leg. - Baldır kası alt bacağın arkasında yer alır.

alt
{i} base

Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold. - Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.

The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold. - Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.

altında yatan
underlying
altında kalmak
swallow
altında yatan neden
root
altında ezilmek
sink under
altında kalmak
to be unable to retort
altında kalmak
sit down under
altında kalmak
1. to have no retort (to another's statement), be unable to reply. 2. to remain under (an obligation)
altında kalmamak
to make it up to sb
altında kalmamak
requite
altında kalmamak
1. not to leave (a kindness) unrepaid. 2. to get even (for)
altında kalmamak
repay
altında olmak
underlie
altında toplanmak
fall under
altında yatmak
underlie
alkol veya uyuşturucu etkisi altında araba kullanmak
(Hukuk) careless driving when under the influence of drink or drugs
etki altında kalmış
affected
etki altında kalmış
biased
baskı altında tutmak
repress
alt
under

These games are listed under the adult category. - Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.

The young woman under that tree looks sad. - Şu ağacın altındaki genç kadın üzgün görünüyor.

bilinç altında
subconsciously

I think Tom did that subconsciously. - Sanırım Tom bunu bilinç altında yaptı.

bu şartlar altında
under the circumstances
etki altında kalma
prepossession
alt
below
alt
low

My lower left back tooth hurts. - Benim sol alt arka dişim ağrıyor.

I have a bad pain in my lower back. - Sırtımın alt tarafında berbat bir ağrım var.

baskı altında kalma
smother
bunun altında
hereunder
etkisi altında
in tow
gerilim altında
stressed
gerilim altında
(Bilgisayar,Teknik) live
manevi baskı altında olmak
be under pressure
risk altında
(Dilbilim) in danger
risk altında olmak
to be on the line
teminat altında
(Sigorta) held covered
teminat altında
(Kanun) bonded
tesir altında
under influence
windows altında çalışan
(Bilgisayar) running under windows
yerin altında
below ground
yerin altında
underground
alt
foot

The footnotes are at the bottom of the page. - Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.

They were playing footsie under the table. - Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.

alt
inferior

For that reason, temporary workers are working under inferior conditions. - Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.

alt
sub

Hundreds of fields were submerged in the flood. - Yüzlerce alan sel suları altında kaldı.

It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse. - Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.

alt
infra

She wants to invest in our company's infrastructure. - O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.

Maglev trains require expensive infrastructure. - Maglev trenleri pahalı bir altyapı gerektirir.

alt
sub-
alt
hypo-
alt
humble
alt
{i} bottom

Sign at the bottom, please. - Alt tarafı imzalayın lütfen.

Read the bottom of the page. - Bir sayfanın alt kısmını okuyun.

alt
subcategories
alt
subsite
alt
subsections
alt
subdirectory
alt
the bottom of
alt
to lower
alt
subtypes
alt
the lower
alt
buttom
alt
to sub
alt
subnets
baskı altında
under pressure

I work best under pressure. - Ben en iyi baskı altında çalışırım.

Tom is cool under pressure. - Tom baskı altında soğukkanlıdır.

baskı altında olmak
Be under pressure
bu koşullar altında
Under these conditions
buyruk altında
Under the command
göz hapsi altında
On probation
gümrük kontrolü altında işleme rejimi
(Ticaret) processing under customs control
gümrük mührü altında taşıma
(Ticaret) transportation under customs seal
güneşin altında
under the sun
koruma altında
protected
sorumluluğu altında
under the responsibility
su altında
Under water
sıfırın altında
Below zero
tek çatı altında
under one roof
çatı altında
Under roof
öküz altında buzağı aramak
(Atasözü) When someone shows unnecessary amount of suspicion for an action

Do not search for a calf under an ox.

öküz altında buzağı aramak
to smell a rat (to be suspicious of a situation)
şart altında olmak
stipulation, with the stipulation
ALT
alt
alt
the farther
alt
subordinate
alt
the space beneath
alt
nether
alt
lower part
alt
underside
alt
subaltern
alt
bottom , child , sub
alt
lower, inferior, under, bottom; bottom, underside, underneath
alt
under, beneath, below (with a personal suffix and a case ending)
alt
underneath

Tom crawled underneath the bed. - Tom yatağın altında süründü.

The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath. - Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı.

alt
continuation, the rest
alt
buttocks, rump, bottom
alt
hypo
alt
upset

That upset all our plans. - O, bütün planlarımızı alt üst etti.

You've upset my life. - Hayatımı alt üst ettin.

baskı altında olan
hard pressed
bayrağı altında halkı olan şövalye
bannerette
boyunduruk altında olmayan
yokeless
denk koşullar altında
under equal conditions
el altında
at hand

Please keep this book at hand. - Lütfen bu kitabı el altında tutun.

Always have your dictionary close at hand. - Daima sözlüğünü el altında bulundur.

etki altında kalabilir
suggestible
etki altında kalmayan
unimpressionable
etki altında kalmış
biassed
gözetim altında
on probation
himayesi altında
under the auspices of sb/sth
işitme sınırı altında
subaudible
kayıt altında
restricted
kaşının altında gözün var dememek
not to do the slightest thing to irritate (someone)
lisans altında üretim
(Ticaret) licenced-production
sıfırın altında
subzero
taarruz altında fırlatma
(Askeri) launch under attack
yoğunlaşma izi: bazı şartlar altında uçuş halindeki bir füze veya diğer araç ger
(Askeri) condensation trail
şeytanın etkisi altında
diabolical
İngilizce - İngilizce

altında teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Alt
A modifier key
Alt
Type of newsgroup that discusses alternative-type topics The alt groups are not official newsgroups, but lots of people read them anyway
Alt
Alternative Service Providers (BAS)
Alt
An alternative label Used in an HTML tag for the benefit of people using nongraphical browsers, or for people using a browser with graphics turned off
Alt
Alt is the name of a modifier bit which a keyboard input character may have To make a character Alt, type it while holding down the ALT key Such characters are given names that start with Alt- (usually written A- for short) See section Keyboard Input
Alt
{i} (Computers) Alt key (keyboard key pressed in combination with other keys to execute commands)
Alt
Alanine aminotransferase - a liver enzyme The ALT test determines the level of this enzyme in the blood Blood donors who show a high level of ALT may be at increased risk of transmitting Hepatitis
Alt
The alt term describes a certain hierarchy of newsgroup alternatives to the original mainstream newsgroups on USENET Originally, newsgroups fell into one of six categories: comp (computers), rrec), social (soc), news, science (sci), talk and miscellaneous (misc)
Alt
Alanine aminotransferase - a protein which, when found in elevated quantities, generally indiciates liver damage Genotype: Different genotypes of the one virus are similar enough to be regarded as the same type but have some minor differences in their RNA composition These differences may mean the virus reacts differently to our immune response or to drug treatments and natural therapies
Alt
Altitude or Altimeter or Alternate
Alt
Refers to a key on the two ends of the spacebar on the keyboard ALT keys are used for keyboard short cuts
Alt
Automated Loop Test System The operations system that provides a single comprehensive automated test system for testing international customer POTS lines
Alt
The ALTernate key on the keyboard, used to access alternate characters or modify mouse actions You can move a polygon after selecting it, for example, by holding down the Left Mouse Button and the ALT key simultaneously
Alt
The [ALT] (or Alternate) key on the keyboard is used in conjunction with other keys and mouse actions to perform various commands and functions
Alt
the Alternative key on a keyboard
Alt
Alt stands for Alternative, one of the categories of Usenet newsgroups
Alt
angular distance above the horizon (especially of a celestial object)
Alt
Alanine aminotransferase, a protein which, when found in the blood in elevated quantities, generally indicates liver dysfunction
Alt
A USENET category used for newsgroups on alternative topics
Alt
A special key on most computer keyboards that allows users to access alternate features and keyboard "hotkeys" Alt is almost always used in conjunction with another key, such as "F4" or "Ctrl"
Alt
Alternate
Alt
Alternative Text, displayed in place of an image during download and by none graphical browsers to decribe the image This is a required attribute for all images
alt
The higher part of the scale
alt
{i} note or tone located above the treble staff (Music)
Türkçe - Türkçe

altında teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

öküz altında buzağı aramak
(Atasözü) gereksiz şüphe duymakolmayacak bir işe girişmekfesat düşünmek
Alt
ast
alt
Bir şeyin yere yakın bölümü
alt
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı: "Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor."- Z. O. Saba
alt
Bir şeyin yere bakan yanı, üst karşıtı
alt
Sınıflamalarda ikinci derecede olan
alt
Bir nesnenin tabanı: "Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi imkânsızdı."- O. C. Kaygılı
alt
Yanan ocağın alevi: "Fokurdamaya başlayan çaydanlığın altını kapadı."- H. Taner
alt
Birkaç şeyden aşağıda olan: "Yeleğinin alt düğmesi iliklenmemiş."- H. Taner
alt
Birkaç şeyin içinden bize göre uzak olanı
alt
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
alt
Yere yakın olan
alt
Yere bakan yan
alt
Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü
alt
Yanan ocağın alevi
alt
Bir nesnenin tabanı
alt
Alt kelimesi "... altında" biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir: "Çoluk çocuk akşama kadar güneşin altında anaforculuğun cezasını çektiler."- A. Gündüz
İngilizce - Türkçe
altında