They sat under a tree.
- Bir ağacın altına oturdular.
He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
A hexagon has six sides.
- Bir altıgenin altı yanı var.
Benzene molecules are hexagonal in shape.
- Benzen molekülleri altıgen şeklindedirler.
I always get up at six.
- Her zaman altıda kalkarım.
We arrived here at six yesterday evening.
- Buraya dün akşam altıda geldik.
The vote took place on May sixteenth.
- Oylama on altı Mayıs günü gerçekleşti.
In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
- On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
The workers flip the curds to drain excess whey.
In Dutch folklore, kabouters are tiny people who live underground.
- Hollanda halk biliminde kabouterler yer altında yaşayan minik insanlardır.
The hospital for this Mars colony is underground.
- Bu Mars kolonisinin hastanesi yer altındadır.
She shaved her armpits.
- O, koltuk altını tıraş etti.
I perspired under my armpits.
- Benim koltuk altım terledi.