also, a person or thing that smites or shatters; as, st

listen to the pronunciation of also, a person or thing that smites or shatters; as, st
İngilizce - Türkçe

also, a person or thing that smites or shatters; as, st teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

hammer
(Mühendislik) çekiç

O, kazara çekiçle parmağına vurdu. - He accidentally hit his thumb with the hammer.

Tom bir çekiç daha ve bir miktar çivi almak için nalbura gitti. - Tom went to the hardware store to buy another hammer and some nails.

hammer
tokmaklamak
hammer
(fiyat) kırmak
hammer
çekiçle çakmak
hammer
çeküle vurma
hammer
çekiçkemiği
hammer
{f} çekiçle

Uzayan tırnak çekiçlenir. - The nail that sticks out gets hammered down.

Tom onu bir çekiçle onardı. - Tom fixed it with a hammer.

hammer
tokmak
hammer
yenmek
hammer
muhtelif aletlerin uzunca
hammer
{f} hızlı atmak
hammer
(fiil) çekiçlemek, çekiçle vurmak, dövmek, çakmak, işlemek, ağır yenilgiye uğratmak, hızlı atmak
hammer
hammer and sickle orak ve çekiç
hammer
{f} ağır yenilgiye uğratmak
hammer
yassı ve ekseriya oynak kısımları
hammer
{f} çakmak
hammer
{f} çekiçle vurmak
İngilizce - İngilizce
hammer
also, a person or thing that smites or shatters; as, st