Bu artış ile birlikte, dünyanın ekonomik organizasyonda bir değişiklik oldu.
- Along with this increase, there has been a change in the world's economic organization.
Tom Mary ile birlikte şarkı söylemeye başladı.
- Tom started singing along with Mary.
Kalabalık ile birlikte gidin.
- Go along with the crowd.
Eğer istiyorsan bizimle birlikte gelebilirsin.
- Come along with us if you like.
Emily ile beraber gitmek istiyorum.
- I want to go together with Emily.
Film izlemek için sinemaya gitmezsiniz. Daha ziyade, iki yüz kişi ile birlikte gülmek ve ağlamak için sinemaya gidersiniz.
- You don't just go to the cinema to watch films. Rather, you go to the cinema in order to laugh and cry together with two hundred people.
Baba oğlu ile birlikte, ne kadar rahat!
- The father is together with his son, how cozy it is!
Bazı mobilyalar tutkal ile monte edilir.
- Some furniture is put together with glue.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
- I stuck two sheets of paper together with paste.
... policing along with ...
... play counts, and ratings are added along with your songs. ...