Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Tom ve Mary hemen hemen her zaman okuldan sonra tenis oynarlar.
- Tom and Mary almost always play tennis after school.
Az daha treni kaçırıyordum.
- I almost missed the train.
Kylie Minogue için neredeyse ağlıyordum.
- I was almost crying for Kylie Minogue.
O neredeyse ölüyordu.
- She almost passed out.
Onun sorunlarını az çok anlıyor.
- He understands her problems more or less.
Tom operasyondan sonra az çok normal bir hayat yaşayabildi.
- Tom was able to live a more or less normal life after the operation.
Roman yaklaşık olarak 20,000 adet sattı.
- The novel has sold almost 20,000 copies.
Az kalsın Tom'un söylediklerine inanıyordum.
- I almost believed what Tom said.
Tom az kalsın ölüyordu o kazada.
- Tom almost died in that accident.
Tom adeta bir kız gibi gözüküyor.
- Tom almost looks like a girl.
Bu az ya da çok şu anda söyleyebileceğim şey.
- That's more or less all I can say at the moment.
Az ya da çok sorunlarını anlıyor.
- He understands more or less his problems.
Tom artık hemen hemen her yerde olabilr.
- Tom could be just about anywhere by now.
Tom hemen hemen senin kadar uzun.
- Tom is just about as tall as you are.
Bu oda neredeyse yeterince büyük.
- This room is just about big enough.
Tom fıstığın haricinde neredeyse her şeyi yiyebiliyor.
- Tom can eat just about anything but peanuts.
Tom yaklaşık olarak söylediğim her şeyin tersini söylüyor.
- Tom contradicts just about everything I say.
Tüm paranla, yaklaşık olarak istediğin her şeyi alabilmen gerekir.
- With all your money, you should be able to buy just about anything you want.
Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin.
- Tom is rich enough to buy just about anything he wants.
Sanırım aşağı yukarı istediğim bilgisayarı alacak kadar param var.
- I think I have just about enough money to buy the computer that I want.
I've more or less guaranteed myself a top mark in my final exams.
I think we're just about finished.
- I think we're almost finished.
The job is just about finished.
- The job is almost finished.
In all the submissions, they found four papers that were clearly worth publishing and another dozen almosts.
... the last four years. The president's put it in place as much public debt ' almost as ...
... roughly a quarter of a billion people on the planet. Today, there are almost seven billion. More ...