Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Ben senin düşmanın değil, dostun olmak istiyorum.
- I want to be your ally, not your enemy.
Ne olursa olsun senin müttefikin kalacağım.
- I'll remain your ally no matter what happens.
Tom ya sizin en iyi müttefikiniz ya da en kötü düşmanı olabilir.
- Tom can either be your best ally or your worst enemy.
Savaş Müttefik Devletler için zaferle sona erdi.
- The war ended in victory for the Allied Powers.
Müttefik askeri liderler Japon planını yenmek için bir yol buldu.
- Allied military leaders found a way to defeat the Japanese plan.
Müttefikler bazen savaştan kaçınamadı.
- Sometimes the Allies could not avoid battle.
Avusturya'nın da müttefikleri vardı.
- Austria had allies, too.