Su sıcak ve davetkardı.
- The water was warm and inviting.
Karısı davetkar konukları severdi.
- His wife liked inviting guests.
O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.
- He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony.
Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.
- I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.