Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
Her türlü zamanımız var.
- We have all kinds of time.
Her tür tabloyu severim.
- I like all sorts of paintings.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Tom her çeşit şeyi oldukça iyi yapabilir.
- Tom can do all sorts of things quite well.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.