Bilgisayar tamiri tüm gün sürdü.
- The computer repair took all day.
Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.
- Tom spent all day looking around antique shops.
Bütün gün boyunca çiftlikte çalıştığı için, o tamamen yorgundu.
- Having worked on the farm all day long, he was completely tired out.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
- I'm worn out, because I've been standing all day.