Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.
- Tom spent all day looking around antique shops.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
O gün boyu huzursuz hissetti.
- She felt restless all day long.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
İşe gitmek yerine bütün gün evde kaldım.
- I stayed at home all day instead of going to work.
Bütün gün ayakta durduğum için yoruldum.
- I'm worn out, because I've been standing all day.