Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Tüm gün sürekli yağmur yağdı.
- It rained continuously all day.
Tom tüm günü antika dükkanlarının etrafında bakınarak geçirdi.
- Tom spent all day looking around antique shops.
O, bütün gün boyunca çalışmaktaydı.
- She's been working all day long.
O gün boyu kocasına hizmet etti.
- She waited on her husband all day long.
Eğer yarın yağmur yağarsa, bütün gün evde kalacağım.
- If it rains tomorrow, I will stay at home all day.
Düşman bütün gün saldırısına devam etti.
- The enemy kept up their attack all day.
I've never seen such an ugly man in all my born days.