Ona gitmemesini rica ettim, fakat yine de gitti.
- I asked him not to go, but he left all the same.
Partiye gidemem, yine de beni davet ettiğin için teşekkür ederim.
- I cannot go to the party, but thank you for inviting me all the same.
İnsanlar hepsi bir değil.
- People aren't all the same.
He knew it was risky, but he did it all the same.
... all at the same time. ...