To hate, to love, to think, to feel, to see; all this is nothing but to perceive.
- Görmek, hissetmek, düşünmek, sevmek, nefret etmek; bütün bunlar algılamaktan başka bir şey değildir.
We tend to perceive what we expect to perceive.
- Anlamayı umduğumuz şeyi algılama eğlimindeyiz.
Our eyes can detect light.
- Gözlerimiz ışığı algılayabilir.
Gravitational waves are very hard to detect.
- Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur.
It is not possible to conceive without perceiving.
- algılama olmadan yaratmak imkansızdır.
KONT ailesi Ingiliz olarak "algılanmaktadır".
KONT family is "being perceived as" English.
3üncü bir şahıs(lar) tarafından geçmişine bakarak ön yargılı bir değer/pozüsyon isnad edilerek görülmek/algılanmak/kabul edilmek.