aletli

listen to the pronunciation of aletli
Türkçe - İngilizce
instrumental
Pertaining to, made by, or prepared for, an instrument, especially a musical instrument; as, instrumental music, distinguished from vocal music
A composition without lyrics
Acting as an instrument; serving as a means; contributing to promote; conductive; helpful; serviceable; essential or central

He was instrumental in conducting the business.

Applied to a case expressing means or agency—and is generally indicated in English by by or with with the objective; as, the instrumental case. This is found in Sanskrit as a separate case, but in Greek it was merged into the dative, and in Latin into the ablative. In Old English it was a separate case, but has disappeared, leaving only a few anomalous forms. It continues to be used in Slavic languages
Music performed using musical instruments and without vocals
The instrumental case
Applied to a case expressing means or agency-and is generally indicated in English by by or with with the objective; as, the instrumental case. This is found in Sanskrit as a separate case, but in Greek it was merged into the dative, and in Latin into the ablative. In Old English it was a separate case, but has disappeared, leaving only a few anomalous forms. It continues to be used in Slavic languages
relating to or designed for or performed on musical instruments; "instrumental compositions"; "an instrumental ensemble
a musical instrument; as, instrumental music, distinguished from vocal music
Describes music written for musical instruments, as opposed to vocal Often indicates music for one or two players rather than an orchestra
Pertaining to, made by, or prepared for, an instrument, esp
Acting as an instrument; serving as a means; contributing to promote; conductive; helpful; serviceable; as, he was instrumental in conducting the business
Instrumental music is performed by instruments and not by voices. a cassette recording of vocal and instrumental music. Instrumentals are pieces of instrumental music. The last track on the CD is an instrumental. a piece of music in which no voices are used, only instruments
relating to or designed for or performed on musical instruments; "instrumental compositions"; "an instrumental ensemble"
{s} helpful, useful, serving to assist; of or pertaining to an instrument; written for or played by musical instruments; of a case which expresses means or agency (Grammar)
In Old English it was a separate case, but has disappeared, leaving only a few anomalous forms
alet
device

This device may come in handy. - Bu alet faydalı olabilir.

The telephone is one wonderful device. - Telefon harika bir alettir.

alet
{i} instrument

You play a musical instrument, don't you? - Bir müzik aleti çalarsın, değil mi?

What's your favorite musical instrument? - Favori müzik aletin nedir?

aletli jimnastik
(Spor) Apparatus gymnastics
aletli uçuş
Instrument flying
aletli uçuş
Flying with an equipment
aletli dönüş
instrument turn
aletli uçuş kuralları
(Askeri) instrument flight rules
alet
appliance

Electrical appliances have made housework easier. - Elektrikli ev aletleri ev işini daha kolay yaptı.

There were no appliances back then. - O zamanlar hiçbir alet yoktu.

alet
{i} apparatus

That school is equipped with the latest gymnastics apparatus. - Okul en son jimnastik aletleriyle donatılmıştır.

alet
gadget
alet
equipment
alet
(Ticaret) machine tools
alet
gear
alet
implement
alet
pawn
alet
lever
alet
rig

It'll be easier for me to do since I have the right tools for the job. - Mademki iş için doğru aletlere sahibim bu benim yapmam için kolay olacak.

alet
gizmo
alet
(Ticaret) tools
alet
utensil
alet
organ
alet
{i} tool

I need a tool for pulling weeds in my garden. - Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.

They used tools similar to those used there. - Onlar orada kullanılanlara benzer aletler kullandılar.

alet
tool, instrument, device, implement, apparatus, appliance, utensil; tool, instrument; cock
alet
tool, implement, instrument, device
alet
jigger
alet
gadgety
alet
vessel
alet
apparatus, machine
alet
(Hukuk) appliance, device, instrument
alet
(Anatomi) organ
alet
instrumental
alet
instrument, means, agent
alet
burton
alet
{i} aid
alet
{i} gimmick
alet
{i} job

Once Tom gets here with some tools, we'll have everything we need to get this job done. - Tom bazı aletlerle buraya geldiğinde bu işi bitirmek için ihtiyacımız olan her şeye sahip olacağız.

What type of tools do you require for the job? - İş için ne tür aletlere ihtiyacın olur?

Türkçe - Türkçe
Aleti olan veya aletle yapılan
aletli uçuş
(Mimarlık) Alet uçuşu, aletli uçuş veya IFR uçuş; uçak dışındaki (haricî) görsel referanslarla uçuşun tehlikeli olduğu durumlarda; uçak içindeki cihazları, göstergeleri ve seyrüsefer yardımcılarını kullanarak gerçekleştirilen uçuş
aletli jimnastik
Birtakım aletler kullanılarak yapılan jimnastik
alet
Hoş görülmeyen bir işe yardımcı veya aracı olmayı kabul eden kimse, maşa
alet
Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt
alet
Bir sanatı yapmaya, uygulamaya yarayan özel araç, aygıt: "Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum."- F. R. Atay
alet
Bir el işini gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
alet
Hoş görülmeyen bir işe yardımcı veya aracı olmayı kabul eden kimse, maşa: "Birtakım teşebbüslerini gerçekleştirmesi yolunda onu bir alet gibi kullanıyor."- Y. K. Karaosmanoğlu
alet
Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne: "Alet işler, el övünür."- Atasözü
alet
Bir amaca ulaşmak için kullanılan nesne
alet
Bir makineyi oluşturan ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
alet
Bir el işini veya mekanik bir işi gerçekleştirmek için özel olarak yapılmış nesne
ÂLET
(Osmanlı Dönemi) Bir işte veya bir san'atta kullanılan vasıta. Bir makinayı vücuda getiren ve işlemesine yardım eden parçalardan her biri
ÂLET
(Osmanlı Dönemi) Sebeb, vesile, vesâit
ÂLET
(Osmanlı Dönemi) Edevat. Avadanlık
Âlet
(Osmanlı Dönemi) ORGAN
aletli