Eve ulaştığında saat zaten on ikiydi.
- It was already twelve when he reached home.
Sen gelmeden önce ben zaten çıkmıştım.
- By the time you came back, I'd already left.
Halihazırda daha iyi hissediyorum.
- I already feel much better.
İstasyona vardığımda, tren çoktan gitmişti.
- Arriving at the station, I found the train had already left.
Tren çoktan hareket etti.
- The train has already left.
Önceden akşam yemeğini yedin mi?
- Have you eaten your dinner already?
Önceden kitabı okudun?
- You've already read the book?
Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- My son can already count to one hundred.
Kısa eteklerin modası şimdiden bitti.
- Short skirts have already gone out of fashion.
Annesi işten eve zaten dönmüştü ve hazırlanmış akşam yemeğini yedi.
- His mother was already home from work and had supper prepared.
Zaten işte olman gerekmiyor mu?
- Shouldn't you be at work already?
Öğrenci tüm problemleri daha önce çözdü.
- The student has already solved all the problems.
Tom'un Mary'nin daha önce evli olduğunu bildiğinden şüpheliyim.
- I doubt that Tom knew that Mary was already married.
Önceden biletinizi aldınız mı?
- Have you already bought your ticket?
Ben zaten biletimi aldım.
- I've already bought my ticket.
Kuzenim halen dört yaşında.
- My cousin is already four years old.
Kaç yaşındasın? Ben halen 17 yaşındayım.
- How old are you? I'm already 17 years old.
Are you quitting already?.
... MARVIN CHOW: All right, ready? ...
... But even this morning, I was getting ready to tweet that I ...