Tom gets to do anything he wants to do.
- Tom yapmak istediği şeyi yapmak için alır.
Everybody gets what they deserve.
- Herkes hak ettiğini alır.
She takes piano lessons once a week.
- Haftada bir kez piyano dersleri alır.
According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
Allı dağlar yücedir.