What a strange message! There is no sender and no recipients either.
- Ne garip bir mesaj! Herhangi bir gönderen veya alıcı da yok.
Tom was one of the recipients.
- Tom alıcılardan biriydi.
I forgot to lift the receiver before dialing the number.
- Numarayı çevirmeden önce alıcıyı kaldırmayı unuttum.
I put the receiver to my ear.
- Alıcıyı kulağıma taktım.
Bear in mind that, under such circumstances, we have no alternative but to find another buyer.
- Aklınızda bulunsun, bu koşullar altında başka bir alıcı bulmaktan başka alternatifimiz yok.
His job is to negotiate with foreign buyers.
- Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
I was the recipient of a large settlement.
- Büyük bir yerleşimin alıcısıydım.
Allı dağlar yücedir.