alıştırma teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- {i} training
- {i} exercise
I solved every exercise in less than half an hour.
- Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.
These French exercises are not easy.
- Bu Fransızca alıştırmalar kolay değil.
- {i} practice
Practice makes perfect.
- Alıştırma mükemmel yapar.
Learning a second language requires a lot of practice.
- İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir.
- lapping
- breaking something in
- exercise, drill; practice; training
- breaking in
- familiarization
- fit
- (Otomotiv) running in
- (Jeoloji) bedding
- habituation
- shakedown
- {i} drill
- green run
- {i} readjustment
- alıştırmak
- accustom
- alış
- {i} receiving
- alış
- {i} taking
I am in the habit of taking a shower in the morning.
- Sabah duş almaya alışkınım.
He was in the habit of taking a walk before breakfast.
- Onun kahvaltıdan önce yürüme alışkanlığı vardı.
- alış
- {i} buying
Whenever she goes shopping, she ends up buying more than she can afford.
- O ne zaman alışverişe gitse, kendini gücünün yettiğinden daha fazlasını alarak bitirir.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.
- alış
- {i} reception
His new book met with a favorable reception.
- Onun yeni kitabı tatminkar bir alışla karşılaştı.
- alıştırma kitabı
- workbook
- alıştırma yapmak
- train
- alıştırma yapmak
- practice
- alıştırma defteri
- exercise book
- alıştırma macunu
- lapping compound
- alıştırma yapmak
- practise
- alıştırma yapmak
- to exercise, to practise
- alıştırmak
- break in
- alıştırmak
- {f} adjust
Tom waited a while to let his eyes adjust to the darkness.
- Tom gözlerini karanlığa alıştırmak için bir süre bekledi.
- alış
- (Bilgisayar) receive
- alıştırmak
- inure
- alıştırmak
- accommodate
- alıştırmak
- habituate
- motoru alıştırma
- run in
- alış
- (Ticaret) purchasing
- alış
- (Ticaret) bid
- alış
- (Ticaret) procurement
- alıştırmak
- coordinate
- alıştırmak
- {f} attune
- alıştırmak
- tame
- alıştırmak
- temper
- alıştırmak
- run something in
- alıştırmak
- match
- tatlı alıştırma
- (Mekanik) medium fit
- alıştırmak
- condition
- alış
- got used to
- alış
- gotten used to
- alış
- get used
It'll take some time to get used to wearing a wig.
- Peruk takmaya alışmak biraz zaman alacak.
It'll take some time to get used to living here.
- Burada yaşamaya alışmak biraz zaman alacak.
- alıştırmak
- familiarize
- alıştırmak
- season
- alıştırmak
- drill
- alıştırmak
- readjust
- alıştırmalar
- Exercises
- iş alıştırma eğitimi
- orientation
- işe alıştırma
- orientation
- işe alıştırma eğitimi
- orientation
- alış
- taking, receiving
- alış
- taking; receiving; purchase, buying
- alış
- purchase, buying
- alış
- we buy
- alıştırmak
- exercise
- alıştırmak
- regrind
- alıştırmak
- to accustom, to habituate, to acclimatize, to familiarize; to inure sb to; to train, to tame, to break in; to run sth in
- alıştırmak
- harden
- alıştırmak
- to set (something) on fire
- alıştırmak
- to train (someone) to do or accept (something)
- alıştırmak
- to allow (someone) to become addicted (to)
- alıştırmak
- enure
- alıştırmak
- conform
- alıştırmak
- train
- alıştırmak
- to make (a part) work smoothly with (another part)
- alıştırmak
- to make (something) work smoothly, break (something) in
- alıştırmak
- dovetail
- alıştırmak
- addict
- alıştırmak
- school
- iklime alıştırma
- acclimation
- iklime alıştırma
- acclimatization
- kaygan alıştırma
- (Otomotiv) sliding-fit
- motoru alıştırma
- (uçak) run up
- ortama alıştırma
- acclimatization
- ortama alıştırma
- acclimation
- zincirleme alıştırma
- (Dilbilim) chain drill