Tom lowered his voice so no one else could hear.
- Tom sesini alçalttı bu yüzden başka hiç kimse duyamadı.
The bride came into the room with lowered eyes and with everyone staring at her.
- Gelin alçaltılmış gözlerle ve ona bakan herkesle odaya geldi.
The flood began to subside.
- Sel alçalmaya başladı.