aksi

listen to the pronunciation of aksi
Türkçe - İngilizce
contrary

If you do that, it will only bring about a contrary effect. - Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.

His response was contrary to our expectations. - Onun cevabı beklentilerimizin aksineydi.

opposite

You should go in the opposite direction. - Aksi yöne gitmen gerekir.

bad-tempered
ill-tempered
adverse
awkward
perverse

Don't be so perverse! - O kadar aksi huylu olma!

bad tempered

On the days he doesn't take a nap, he's bad tempered. - Şekerleme yapmadığı günlerde aksi olur.

reverse
crabby
ill-humoured
tetchy
morose
techy
pettish
jadish
ill

I was ill, otherwise I would have attended the meeting. - Ben hastaydım, aksi halde toplantıya katılırdım.

edge
prickly
cross-grained
bellicose
badtempered
querulous
ornery
peckish
grouty
nettlesome
irritable
ugly
(Konuşma Dili) like a bear with a sore head
stubborn

You must not be stubborn and should be friendly. - Aksi olmamalısın ve arkadaş canlısı olmalısın.

opposite, contrary; peevish, grumpy, cross, perverse, churlish, cantankerous, moody, crotchety
crotchety
bloody-minded
contra

And yet, the contrary is always true as well. - Ne var ki aksi de her zaman doğrudur.

If you do that, it will only bring about a contrary effect. - Eğer bunu yaparsan,bu sadece aksi sonuçlar doğuracak.

unlucky
crabbed
cross
unfortunate

No, unfortunately; on the contrary. - Hayır, ne yazık ki; aksine.

peevish
opposite: Aksi istikamette yol açıktı. There was no traffic in the opposite lane
ill-natured
peevish, irritable; perverse, contrary
moody
bilious
adverse, negative
counter
cantankerous
ill-humored
unfortunate (circumstance, situation)
opposed

Red, as opposed to green, is a sign of danger. - Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.

against

She cremated him against his wishes. - Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.

Against all expectations, we became good friends. - Tüm beklentilerin aksine, biz iyi arkadaş olduk.

cross grained
inopportune, untimely
{s} gruff
crusty
cranky

Why are you so cranky? - Neden bu kadar aksisin?

ill-timed
froward
snappish
anti-
stroppy
disobliging
spleenish
contra-
dis-
churlish
disagreeable
grumpy
the otherwise
aksi takdirde
otherwise

I'm busy, otherwise I'd accept your invitation. - Meşgulüm. Aksi takdirde davetini kabul ederdim.

My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future. - Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.

aksi halde
otherwise

Hurry up, otherwise you'll be late for lunch. - Acele et, aksi halde öğle yemeğine geç kalacaksın.

We started at once, otherwise we would have missed him. - Hemen başladık, aksi halde onu kaybetmiş oluruz.

aksi yöne
about
aksi durumda
otherwise
aksi gibi
unfortunately
aksi halde
or else

Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet! - Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!

aksi kimse
curmudgeon
aksi takdirde
or else
aksi (kimse)
contrary
aksi durum
otherwise
aksi durumda
if not so
aksi gibi
as bad luck
aksi iddia edilemez
irrefutable
aksi intişar
(Askeri) backscattering
aksi mizaç
ill humor
aksi takdirde
if not
aksi taktirde
if not
aksi taktirde
(deyim) on the other hand
aksi taktirde yoksa
(Havacılık) otherwise
aksi tesadüf
unfortunate coincidence
aksi tesir
adverse effect
aksi tesir
counterstroke
aksi ve kavgacı
surly
aksi yönde
(Tıp) antagonist
aksi yönde
round
aksi yöne
round
aksi şeytan!
damn!
aksi şeytan!
bloody hell!
aksi belirtilmediği sürece
Unless stated otherwise
aksi ispatlanmadıkça
Unless proved otherwise
aksi ispatlanıncaya dek
Until proved otherwise
aksi kanıtlanmadıkça
Unless proved otherwise
aksi kanıtlanı
Until proved otherwise
aksi kanıtlanıncaya dek
Until proved otherwise
aksi kanıtlanıncaya kadar
Until proved otherwise
aksi yönde
otherwise
aksi yöne
to opposite direction
aksi yöne
towards opposite direction
aksi aksi
irritably
aksi bir biçimde
jadishly
aksi bir biçimde
snappishly
aksi bir durumda
in the contrary case
aksi bir şekilde
bad-temperedly
aksi bir şekilde
disagreeably
aksi bir şekilde
shrewishly
aksi bir şekilde
crabbily
aksi delil
counterproof
aksi düşünce bildiren
adversative
aksi düşünülemez
the otherwise is unimaginable
aksi düşünülemez
the opposite is unimaginable
aksi gibi
colloq . Wouldn't you know it? As if to spite me, ...: Aksi gibi cebimde beş para kalmamıştı. But it was just my luck that I didn't have so much as a penny on me
aksi gitmek
(for things) to go wrong
aksi görüşte olan
averse
aksi hal
contrary situation
aksi halde
nisi
aksi halde
failing this
aksi halde
if not; otherwise
aksi halde
else

Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet! - Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!

aksi halde
if not, otherwise
aksi ispatlanabilir
refutable
aksi kişi
(deyim) awkward customer
aksi kişi
(deyim) ugly customer
aksi olmak
(Konuşma Dili) be on edge
aksi takdirde
or else, otherwise
aksi tesadüf
a) unfortunate coincidence b) unluckily
aksi tesadüf
1. As bad luck would have it, .... 2. unfortunate coincidence
aksi tesir
undesired reaction, opposite effect
aksi tesir
adverse effect, reaction, counterstroke
aksi tesir atomu
(Fizik) recoil atom
aksi yönde
contrariwise
aksi yönde büzülme
contraflexure
aksi yöne dönmek
(deyim) face about
aksi öngörülmedikçe
(Hukuk) save as otherwise provided
aksi şeytan!
damn!, shit!, hell!, bloody hell!
aksi şeytan!
(Konuşma Dili) Damn!
ters aksi
reverse
y-aksi
y-axis
aksi takdirde
failing that
aksi takdirde
else
Hay aksi
Damn!, Shit!, Tut!, Tut-tut!
aksi halde
if not
daha aksi
shirtier
dion aksi
(Otomotiv) dedion axle
hay aksi
Christ no
hay aksi
the Devil
hay aksi
son of a gun
saat yelkovanının aksi yönünde
anticlockwise
saatin aksi yönünde
anticlockwise
tekerlek aksi
(Otomotiv) half-shaft
yerkürenin aksi tarafında olan
antipodal
yük aksi
(Otomotiv) load axle
Türkçe - Türkçe
Uygun olmayan: "Kusura bakma abla! Aksi zamana rastladı
Gazozları yetiştiremedik."- A. K. Tecer. İnatçı, hırçın, huysuz: "Ben bu aşçı kadar çılgın ve aksi insan görmedim."- R. N. Güntekin
Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi: "Salıncağın ipini sallandığı istikametin aksine çekti."- O. C. Kaygılı
İnatçı, hırçın, huysuz
Ters, zıt, karşıt, olumsuz, menfi
Uygun olmayan
aksi aksi
Olumsuz bir biçimde, ters ve kızgın olarak
aksi nur
(Osmanlı Dönemi) ışığın yansıması
aksi sada
(Osmanlı Dönemi) ses yankılanması