akrabalık

listen to the pronunciation of akrabalık
Türkçe - İngilizce
affinity
relationship
blood
kinship
kinship, relationship, affinity
alliance
consanguinity
blood relation
propinquity; agnation
kinship, relationship
relationship through the male side of the family
kindred
relation
connexion
cognation
proximity of blood
agnation
{i} propinquity
proximity
kin
{i} connection
akraba
relative

He disagrees with his relatives. - O, akrabaları ile aynı fikirde değil.

All my relatives live in this city. - Tüm akrabalarım bu şehirde yaşıyor.

akraba
kin

Pride tends to develop into hubris, which is close kin to madness. - Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.

The police will release the victim's name after they have notified his next of kin. - Polis onun yakın akrabasına bildirdikten sonra kurbanın adını duyuracak.

akrabalık ilişkileri yasası
domestic relations law
akraba
a relative; relatives
akraba
connection
akraba
{s} consanguine
akraba
consanguineous
akraba
related

He is related to the family. - O, aile ile akrabadır.

Are you related to him? - Onunla akraba mısınız?

akraba
cousin

Apes are our cousins and primate relatives. - Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.

akraba
folks
akraba
(Tıp) parent

In this group, there are my parents and my relatives. - Bu grupta anne babam ve akrabalarım var.

akraba
blood relation
akraba
relation

He is a distant relation of hers. - O, onun uzak bir akrabasıdır.

He broke relations with them. - O onlarla akrabalığını bozdu.

akraba
kindred
akraba
cognate
akraba
kith and kin
akraba
blood related
akraba
{s} akin

A buffalo is akin to an ox. - Bufalo, öküzle akrabadır.

akraba
flesh and blood
akraba
related through the male side of the family
akraba
connexion; kinsman
akraba
relative, kin, kindred; cognate
akraba
akin to

A buffalo is akin to an ox. - Bufalo, öküzle akrabadır.

akraba
allied
akraba
family relation (especially a male); kinswoman
akraba
connected

All of them are connected. - Onların hepsi akraba.

akraba
agnate
akraba
connate
akraba
female relative
akraba
kindred; agnatic
akraba
kinsfolk
akraba
flesh
akraba
{i} connexion
evlenme yoluyla akrabalık
inlaws
evlenmeye engel yakın akrabalık dereceleri
prohibited degrees
sadece anneden olan akrabalık
halfblood
uzaktan akrabalık
remote relation
Türkçe - Türkçe
Akraba olma durumu
karabet
AKRABA
(Osmanlı Dönemi) Aralarında soyca, nesebce yakınlık olanlar. Yakınlar
Akraba
(Osmanlı Dönemi) AİLE
akraba
Biri, diğerinin doğurduğu sonuç veya olgular
akraba
Oluşma yönünden aynı kaynağa dayanan şeyler
akraba
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım: "Geceleyin, babam, amcam, akrabamız, hepsi istasyonda idiler."- Y. K. Beyatlı
akraba
Kan veya evlilik yoluyla birbirine bağlı olan kimseler, hısım
akrabalık