Ever since she fell in the kitchen, she hasn't been all there.
- O mutfakta düştüğünden beri aklı başında değil.
Rousseau was mad but influential; Hume was sane but had no followers.
- Rousseau çılgın ama etkiliydi; Hume aklı başında ama hiç bir takipçisi yoktu.
Tom is sane, isn't he?
- Tom aklı başında, değil mi?
Tom is not a rational guy.
- Tom aklı başında bir adam değil.
Tom isn't in his right mind.
- Tom'un aklı başında değil.
How could anyone in their right mind do something like that?
- Aklı başında biri öyle bir şeyi nasıl yapabilir?
Tom's cool, calm, and collected, even under pressure.
- Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.
Tom was calm and collected.
- Tom sakin ve aklı başındaydı.