aklı başında

listen to the pronunciation of aklı başında
Türkçe - İngilizce
in one's right mind, sane, rational, sensible
in one's right mind
balanced
(deyim) cool and collected
sensible
in his right mind
amenable
all there

Ever since she fell in the kitchen, she hasn't been all there. - O mutfakta düştüğünden beri aklı başında değil.

lucid
sane

Rousseau was mad but influential; Hume was sane but had no followers. - Rousseau çılgın ama etkiliydi; Hume aklı başında ama hiç bir takipçisi yoktu.

Tom is sane, isn't he? - Tom aklı başında, değil mi?

steady
rational

Tom is not a rational guy. - Tom aklı başında bir adam değil.

right

Tom isn't in his right mind. - Tom'un aklı başında değil.

How could anyone in their right mind do something like that? - Aklı başında biri öyle bir şeyi nasıl yapabilir?

philosophical
right in one's head
sober-minded
down to earth
sober minded
compos mentis
level headed
{s} judicious
colleeted
of sound mind
levelheaded
{s} sedate
{s} collected

Tom's cool, calm, and collected, even under pressure. - Tom, baskı altındayken bile soğukkanlı, sakin ve aklı başında.

Tom was calm and collected. - Tom sakin ve aklı başındaydı.

deliberate
clear headed
aklı başında olmak
Be in one's right senses, be in one's right mind
aklı başında biri olmak
to have a good head on one's shoulders
aklı başında olma
collectedness
aklı başında olma
collectivity
aklı başında olma
sanity
aklı başında olmak
be in one's right senses
aklı başında olmak
be in one's right mind
aklı başında olmak
to be in one's right mind, to have both one's feet on the ground
aklı başında olmamak
be out of one's senses
aklıbaşında
balanced
sakin ve aklı başında
calm and collected
Türkçe - Türkçe
Sürekli akıllı davranan
Doğru dürüst, kusursuz
aklı başında