Türkçe - İngilizce
akıbette teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- eventual
- Inevitable
- {a} consequential, resulting, accidental
- ultimate
- Pertaining to events
- Final; ultimate
- Dependent on events; contingent
- You use eventual to indicate that something happens or is the case at the end of a process or period of time. The eventual aim is reunification. = ultimate. happening at the end of a long period of time or after a lot of other things have happened (éventuel, from eventus ; EVENT)
- Coming or happening as a consequence or result; consequential
- {s} final; occurring as a result
- expected to follow in the indefinite future from causes already operating; "hope of eventual (or ultimate) rescue"; "if this trend continues it is not reasonable to expect the eventual collapse of the stock market"
- akıbet
- result
- akıbet
- fate, what the future holds in store
- akıbet
- outcome
- akıbet
- end
- akıbet
- consequence; aftermath
- akıbet
- {i} aftermath
- akıbet
- consequence
- akıbet
- fate
She shared her husband's fate.
-Kocasıyla aynı akıbeti paylaştı.
- akıbet
- doom
- akıbet
- issue
- akıbet
- in the end
- akıbet
- end, outcome
- akıbet
- curtains
- akıbet
- end, consequence, outcome
- akıbet
- denouement
- akıbet
- {i} event
- akıbet
- {i} outgrowth
İlgili Terimler
Türkçe - Türkçe
akıbette teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- akıbet
- (bir iş veya durum için) Son, sonuç: "Sen akıbetini pek hak etmemişe benziyorsun."- R. N. Güntekin
- akıbet
- zarf - Sonunda, eninde sonunda
- AKIBET
- (Hukuk) Son, sonuç
- Akıbet
- (Osmanlı Dönemi) PAYAN
- akıbet
- (Osmanlı Dönemi) bir şeyin sonu; nihayet, netice
- akıbet
- Bir iş veya durumun sonu, sonuç: "Sen akıbetini pek hak etmemişe benziyorsun."- R. N. Güntekin
- akıbet
- Sonunda, eninde sonunda