There are four people in my family.
- Ailemde dört kişi var.
Practically every family has a TV.
- Neredeyse her ailede televizyon var.
What's your favorite oldies song?
- Favori aile şarkın nedir?
Tom was an expert in domestic abuse.
- Tom aile içi istismar konusunda uzmandı.
Everyone has domestic troubles from time to time.
- Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur.
I'm going to go to the United Kingdom to see my parents.
- Ailemi görmek için Birleşik Krallık'a gidiyorum.
My parents taught me to be a kind person.
- Ailem bana nazik bir insan olmayı öğretti.
Her parents didn't approve of her relationship with him.
- Ailesi onun onunla olan ilişkisi onaylamadı.
Sami had a good relationship with his family.
- Sami'nin, ailesiyle iyi bir ilişkisi vardı.
Watanabe is my family name.
- Watanabe benim aile adımdır.
What's the spelling of your family name?
- Aile adınızın yazılımı nasıl?
If death occurs at home, whoever discovers the body should contact the family doctor.
- Evde bir ölüm vakası olursa, cesedi kim bulursa aile doktoru ile temasa geçmelidir.
Layla was our family doctor.
- Leyla aile doktorumuzdu.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
Monopoly is a popular game for families to play.
- Monopoly ailelerin oynaması için popüler bir oyun.
Families began to have fewer and fewer children.
- Aileler gittikçe daha az çocuk sahibi olmaya başladı.
The nuclear family is a young prejudice; in fact, families have only been built around the few immediate members in the last 50 or 60 years of relative wealth.
- Çekirdek aile genç bir önyargıdır; aslında, aileler sadece göreli zenginliğin son 50 ya da 60 yılı içinde birkaç yakın üyenin etrafında inşa edilmiştir.