Public morals have been corrupted in this town.
- Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.
The morals of our politicians have been corrupted.
- Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
He was accused of corrupting morals and spreading dangerous ideas.
- O, ayartıcı ahlakla ve tehlikeli fikirleri yaymakla suçlandı.
The morals of our politicians have been corrupted.
- Siyasetçilerimizin ahlakı bozuldu.
It was a question of ethics.
- Bu bir ahlak sorunuydu.
Since when do you care about ethics?
- Ne zamandan beri ahlak kurallarını önemsiyorsun?
Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
- Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
The patriot sticks to his moral principles.
- Vatansever, ahlaki ilkelerine bağlı kalır.
Her ethics are flexible.
- Onun ahlak kuralları esnektir.
Work ethics are different in each culture.
- İş ahlakı her toplumda farklıdır.
If religion were synonymous with morality, Brazil would be the most uncorrupted country in the world.
- Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.
If you gamble on the stock market, you are an investor... If you gamble on the derivatives market, you are a trader... If you gamble at the casino, you are a loser... Morality?
- Borsada kumar oynarsan bir yatırımcısındır... Türev piyasada kumar oynarsan bir tüccar ... Kumarhanede kumar oynarsan bir kaybedensindir ... Ahlak ?
Work ethics are different in each culture.
- İş ahlakı her toplumda farklıdır.
Her ethics are flexible.
- Onun ahlak kuralları esnektir.
Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
Is it morally wrong to eat meat?
- Et yemek ahlaki olarak yanlış mıdır?