ahlâk teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- morals
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
He was accused of corrupting morals and spreading dangerous ideas.
- O, ayartıcı ahlakla ve tehlikeli fikirleri yaymakla suçlandı.
- {i} morals
Public morals have been corrupted in this town.
- Genel ahlak bu kasabada bozulmuş.
When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
- Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- manners
Tom's impeccable manners made a big impression on Mary's parents.
- Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
- morality
Compassion is the basis of all morality.
- Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
If religion were synonymous with morality, Brazil would be the most uncorrupted country in the world.
- Din, ahlak ile eş anlamlı olsa, Brezilya dünyada en bozulmamış ülke olur.
- ethic
Her ethics are flexible.
- Onun ahlak kuralları esnektir.
Since when do you care about ethics?
- Ne zamandan beri ahlak kurallarını önemsiyorsun?
- morals, ethics; manners, conduct
- standards of conduct as what is right or wrong; ethics
- morals, moral principles, moral teachings, ethic, morality; ethics: meslek ahlakı professional ethics
- morals, moral practices; morality
- character
- ethics
It was a question of ethics.
- Bu bir ahlak sorunuydu.
Her ethics are flexible.
- Onun ahlak kuralları esnektir.
- morale
- principles
The patriot sticks to his moral principles.
- Vatansever, ahlaki ilkelerine bağlı kalır.
- ethics
It was a question of ethics.
- Bu bir ahlak sorunuydu.
Work ethics are different in each culture.
- İş ahlakı her toplumda farklıdır.
- moral standing
- moral
Is it morally wrong to eat meat?
- Et yemek ahlaki olarak yanlış mıdır?
The pastor's sermons may bore you, but they are morally edifying.
- Papazın vaazları seni sıkabilir fakat onlar ahlaken iyi örnektir.
- ahlak bilgisi
- moral knowledge
- ahlak açısından çok titiz
- squeamish
- ahlak bozukluğu
- demoralisation
- ahlak dışı
- unethical
- ahlak eğitimi
- moral education
- ahlak kuralları
- (Ticaret) rules of morality
- ahlak kurallarına uyan
- moral
- ahlak kurallarına uymayan
- corrupt
- ahlak sorunları
- ethical problems
- ahlak yasası
- (Felsefe) moral law
- ahlak yasası
- (Kanun) code of ethics
- ahlak zabıtası ekibi
- vice squad
- ahlak dışıcılık
- morality dışıcılık
- ahlak bilimi
- ethics
- ahlak bilimi ile ilgili
- deontological
- ahlak bozukluğu
- moral corruption
- ahlak dersi
- a course in morals
- ahlak durumu
- moral conditions
- ahlak duygusu
- moral sense
- ahlak duygusu
- sense of decency
- ahlak dışı
- 1. immoral (word, act). 2. amoral, nonmoral (word, act)
- ahlak dışıcılık
- (Felsefe) amoralism
- ahlak ekolleri
- schools of ethics
- ahlak felsefesi
- philosophy of ethics
- ahlak ilmi
- moral philosophy
- ahlak karşıtı
- immoralist
- ahlak kodu
- (Ticaret) ethics code
- ahlak kumar büro amirliği
- (Kanun) police vice department
- ahlak kuralları ile ilgili
- casuistical
- ahlak kuralı
- moral principle
- ahlak kuralı
- moral code
- ahlak olgunluğu
- moral ripeness
- ahlak polisi
- vice squad
- ahlak sistemi
- ethic
- ahlak sosyolojisi
- moral sociology
- ahlak sosyolojisi
- sociology of ethics
- ahlak türleri
- types of ethics
- ahlak zabıtası
- moral police
- ahlak çöküntüsü
- moral corruption
- ahlak ölçüsü
- moral extent
- ahlak öğretisi
- moral doctrine
- ahlak üstü
- supra-moral
- ahlâk azlığı
- depth
- ahlâk bilimi
- deontology
- ahlâk bozucu
- unwholesome
- ahlâk bozukluğu
- depravity
- ahlâk bozukluğu
- ulcer
- ahlâk bozulması
- demoralization
- ahlâk dersi
- moral
- ahlâk dersi vermek
- moralize
- ahlâk ile ilgisiz
- amoral
- ahlâk kuralları
- ethics
Since when do you care about ethics?
- Ne zamandan beri ahlak kurallarını önemsiyorsun?
Her ethics are flexible.
- Onun ahlak kuralları esnektir.
- ahlâk kuralları ile ilgili
- casuisticly
- ahlâk kuralları ile ilgili olarak
- casuistically
- ahlâk prensipleri
- eternal verities
- ahlâk sorunlarını kafasına göre yorumlayan kimse
- casuist
- ahlâk yapısı
- moral fiber
- ahlâk yönünden değerlendirme
- moralization
- ahlâk öğretmek
- moralize
- ahlâk öğütleri veren kimse
- Bible thumper
- cinsel ahlak
- (Pisikoloji, Ruhbilim) sexual morality
- din ve ahlak
- religion and ethics
- güzel ahlak
- social ethics
- mesleki ahlak kuralları
- code of conduct
- mesleki ahlak kuralları
- code of ethics
- sosyal ahlak
- social ethics
- askeri ahlak
- (Askeri) military ethics
- bilim ve ahlak
- science and ethics
- düzelmemiş (ahlak)
- unregenerate
- hint ahlak kuraları
- (Felsefe) dharma
- hukuk ve ahlak
- law and ethics
- kötü ahlâk
- bad character
- modern ahlak
- modern ethics
- sanat ve ahlak
- (Sanat) arts and morals