The garden was surrounded by a wooden fence.
- Bahçe ahşap bir çitle çevriliydi.
The hermit lived in a wooden hut.
- Keşiş ahşap bir kulübede yaşıyordu.
This desk is made of wood.
- Bu masa ahşaptan yapılmıştır.
The desk is made of wood.
- Masa ahşaptan yapılmıştır.
The new floorcovering looks like timber but is actually vinyl.
- Yeni zemin kaplaması ahşap gibi görünüyor ama aslında vinil.