Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.
- I've got to agree with Tom on this one.
Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.
- I have to agree with Tom on this one.
Buna katılmak zorundayım.
- I have to agree with this.
Korkarım Tom'un analizlerine katılmak zorundayım.
- I'm afraid I have to agree with Tom's analysis.
Tom'la tesadüfen anlaşıyorum.
- I happen to agree with Tom.
Bu konuda Tom'la anlaşmak zorunda kaldık.
- I have to agree with Tom on this one.
Onunla aynı fikirde olmak zorundayım.
- I have to agree with him.
Onlarla aynı fikirde olmak zorundayım.
- I have to agree with them.
... ALAN RUSBRIDGER: Do you all agree with that? ...
... ERIC SCHMIDT: I agree with that. ...