Dört buçuk yaşında yüzmeyi öğrendim.
- I learned to swim aged four and a half.
O, on yedi yaşındadır.
- She is aged seventeen.
Endişeler onu hızla yaşlandırdı.
- Worries aged him rapidly.
Tom biraz yaşlanmadı.
- Tom hasn't aged one bit.
Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı.
- The middle aged man was charged with assault.
Spiker orta yaşlıdır.
- The speaker is middle-aged.
Tom parkta çekici orta yaşlı bir bayan gördü.
- Tom saw an attractive middle-aged lady in the park.
Aged 18, he had no idea what would happen next.