age, or old age; as, a man in years

listen to the pronunciation of age, or old age; as, a man in years
İngilizce - Türkçe

age, or old age; as, a man in years teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

year
sene

Babası geçen sene ölmüş. - His father died last year.

Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi? - Was Ms. Kato your teacher last year?

year
{i} yıl

Geçen yıl Londra'ya gittik. - We went to London last year.

Yıllar önce orada bir kale vardı. - There was a castle here many years ago.

year
{i} yaş

Babam yakında kırk yaşında olacak. - My father will soon be forty years old.

On yaşındayken gitar çalmayı öğrendim. - I learned to play guitar when I was ten years old.

year
her zaman

Böyle bir mikrodalga fırınla, her zaman Yılbaşı gecesidir! - With a microwave oven like this, it's always New Year's Eve!

Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu. - Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.

year
daima

Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra. - The Russians copy the French ways, but always fifty years later.

year
bir gezegenin güneş etrafinda döndüğü müddet
year
ihtiyarlık
year
zaman

On yıl uzun bir zamandır. - Ten years is a long time.

İskoçyalı ve en az on iki yıllık değilse, o zaman viski değildir. - If it's not from Scotland and it hasn't been aged at least twelve years, then it isn't whisky.

year
year after year her sene
year
year in year out seneden seneye daima
year
(Askeri) yıl Z

İlk birkaç yıl zordu. - The first few years were difficult.

Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri. - Boston is just one of the cities I visited last year.

year
year by year seneden seneye
year
a year and a daybir sene bir gün
İngilizce - İngilizce
year