afterwards; at the nearest time in the future

listen to the pronunciation of afterwards; at the nearest time in the future
İngilizce - Türkçe

afterwards; at the nearest time in the future teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

next
{s} sonraki

Sonraki tren ne zaman ayrılacak? - What time does the next train leave?

Sonraki durakta trenden ineceğim. - I'm getting off the train at the next stop.

next
{s} ertesi

Tom bütün gece ve ertesi günün çoğunu bir kütük gibi uyudu. - Tom slept like a log all night and most of the next day.

Ertesi gün geminin enkazı kıyıda hulundu. - The next day the wreck of the ship was discovered on the shore.

next
bundan sonraki

Bundan sonraki cadde nedir? - What is the next street after this?

Prens Charles bundan sonraki İngiliz kralı olacak. - Prince Charles will be the next British king.

next
en bitişik
next
{f} sonra

Daha sonra ne olacağını anlatmak yok. - There is no telling what will happen next.

İtfaiye gelmeden yangın sonraki binaya yayıldı. - The fire had spread to the next building before the firemen came.

next
bundan sonra

Lütfen bundan sonra ne yapmam gerektiğini bana söyler misiniz? - Would you please tell me what I should do next?

Bundan sonra ne olacağını biliyorum. - I know what happens next.

next
önümüzdeki

Önümüzdeki ayın başında Tokyo'ya varacak. - She will arrive in Tokyo at the beginning of next month.

Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak. - She will have a baby next month.

next
yanı başındaki
next
bitişik komşu

Bitişik komşunun misafiri çok hurma yiyen bir misafirdir. - The next-door neighbour's guest is a guest who eats lots of persimmons.

Bitişik komşudaki köpek tehlikeli. - The dog next door is dangerous.

next
daha sonra

Ben onun daha sonra ne zaman geleceğini bilmiyorum. - I am uncertain when he will come next.

Daha sonra ne oldu bilmiyorum. - What happened next, I don't know.

next
next door yanındaki ev
next
adv.sonra: adj.sonraki,sonraki
next
(zarf) daha sonra, bir sonra, ardından
next
ondan sonra
next
{s} ertesi: the next day ertesi gün
next
en yakın
next
hemen hemen
next
yanında

Temizlik, dindarlığın yanındadır. - Cleanliness is next to godliness.

Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır. - Mr Johnson's house is next to my house.

next
yanına

O, otobüste onun yanına oturdu. - She sat next to him on the bus.

Senin yanına oturabilir miyim? - May I sit next to you?

next
{s} bitişik

Tom, bitişik odadaki ebeveynlerinin ne konuştuğunu duyup duyamayacağını anlamak için kulağını duvara dayadı. - Tom pressed his ear against the wall to see if he could hear what his parents were discussing in the next room.

Tom bitişik odadan gelen bir müzik duydu. - Tom heard some music coming from the next room.

İngilizce - İngilizce
next
afterwards; at the nearest time in the future