Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
- Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
Şiddet daha sonra arttı.
- Violence increased soon afterward.
Evlenmeden önce gözlerinizi tam açın, daha sonra yarı kapatın.
- Keep your eyes wide open before marriage, half shut afterwards.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
- She was very well before lunch, but felt sick afterward.
Duvarı yeşile boyamak için kullanılmış fırçayı kullanmıştı ve sonradan onu temizlemedi.
- He'd used the dirty brush to paint the wall green, and he did not clean it afterwards.
İkramlar sonradan sunulacak.
- Refreshments will be served afterwards.
İkramlar sonradan sunulacak.
- Refreshments will be served afterwards.
O, öğle yemeğinden önce iyiydi ama sonradan kendini kötü hissetti.
- She was fine before lunch, but felt bad afterwards.
İngilizce ve ardından matematik okudu.
- He studied English and afterwards math.
Banyo yap! Ardından kendini taze ve rahatlamış hissedeceksin.
- Have a bath! You'll feel fresh and relaxed afterwards.
Daha sonra açıklayacağım.
- I'll explain afterwards.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?
- Do you plan to join us for a drink afterwards?
Daha sonra, yeni bir kimlik üstlendiler.
- Afterwards, he assumed a new identity.
Sami daha sonra öldürüldü.
- Sami was subsequently murdered.
Tom daha sonra tutuklandı.
- Tom was subsequently arrested.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
Yemek pişirmekten hoşlanırım ama sonrasında temizlik yapmayı sevmiyorum.
- I enjoy cooking, but I don't like the cleaning up afterwards.
Sonrasında üniversitede eğitim görmek için okula gidersin.
- You go to school in order to study at university afterwards.
Tom daha sonra tutuklandı.
- Tom was subsequently arrested.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?