Coca-Cola'nın üretildiği ilk yıllarda, o kokain içeriyordu. 1914'te, kokain bir uyuşturucu olarak gruplandırıldı ve sonra Coca-Cola'nın üretimi için kokain yerine kafein kullandılar.
- In the first years that Coca-Cola was produced, it contained cocaine. In 1914, cocaine was classified as a narcotic, after which they used caffeine instead of cocaine in the production of Coca-Cola.
Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
- After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
Nagoya'dan sonraki durak nedir?
- What's the stop after Nagoya?
Yarından sonraki gün gel.
- Come the day after tomorrow.
Benim evimde partiler vermek istiyorsanız, daha sonra her şeyi temizleyin ve bir şey kırmayın, ya da zarar için ödeme yapın.
- If you want to have parties in my house, clean up everything afterwards, and don't break anything, or else pay for the damage.
Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
Bir duşun ardından Tom akşam yemeğini yedi.
- After taking a bath, Tom ate dinner.
Tom, uzun bir günün ardından kanepede dinlenmeyi seviyor.
- Tom likes to rest on the couch after a long day.
Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Jane ran after the deer as fast as possible.
Biz onun arkasından odaya girdik.
- We entered the room after him.
O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı.
- She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.
O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi.
- He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.
Ann genellikle okul sonrası tenis oynuyor.
- Ann often plays tennis after school.
O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti.
- She was very well before lunch, but felt sick afterward.
O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor?
- What does he do on Saturday afternoons?
Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok.
- We have no classes on Wednesday afternoons.
Kedi, bir farenin peşinden koştu.
- A cat ran after a mouse.
Polis adamın peşinde.
- The police are after the man.
Ben kocamı gece yarısı sonrasına kadar bekledim.
- I waited for my husband till after midnight.
Gece yarısı sonrasına kadar sürekli konuştular.
- They talked and talked until after midnight.
Biz okuldan sonra her zaman birçok şey hakkında konuştuk.
- We always talked about a lot of things after school.
Senin hakkında bu kadar endişe etmeme gerek yoktu.Tom'un sana bakacağını bilmeliydim.
- I needn't have been so worried about you. I should've known that Tom would look after you.
Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar.
- When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.
Hava tahminine göre bu öğleden sonra yağmurlu olacaktı ama öyle olmadı.
- The weather forecast said that it would rain this afternoon, but it didn't.
Fırtınadan sonra gelen sakinlik.
- The calm that comes after the storm.
O neyin peşinden koşuyor.
- What is he running after?
Çabuk, onun peşinden koşun.
- Quick, run after him.
Havai fişek gösterisi fırtına nedeniyle 30 dakika sonra askıya alındı.
- The fireworks show was suspended after 30 minutes due to the thunderstorm.
Mağazalar sıcak nedeniyle öğleden sonra kapalıdırlar.
- Stores are closed in the afternoon because of the heat.
At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapatmak için çok geç.
- It's too late to shut the barn door after the horse is stolen.
Kırsaldaki yürüyüşünden sonra yorgun hissettiği için şekerleme yaptı.
- Feeling tired after his walk in the country, he took a nap.
Saldırıların ardındaki kimdi?
- Who was behind the attacks?
Tom'un parmaklılar ardındaki zamanı bitti.
- Tom's time behind bars is over.
Sen yokken evine göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım.
- I'll try my best to look after your house while you're away.
Tom annesine göz kulak olmak zorunda.
- Tom has to look after his mother.
Chris fen dersinde geriye düşme riskinde.
- Chris risks falling behind in the science class.
Tom koltuğunda geriye doğru yaslandı ve ellerini başının arkasına koydu.
- Tom leaned back in his chair and put his hands behind his head.
Tatoeba'nın çok dilli olmasının nedeni budur. Fakat o tür çok dilli değil. Dillerin sadece birlikte eşleştirildiği ve bazı çiftlerin geride bırakıldığı tür değil.
- This is why Tatoeba is multilingual. But not that kind of multilingual. Not the kind where languages are simply being paired up together, and where some pairs are left behind.
Ekstra yiyeceği geride bırakmaya karar verdiler.
- They decided to leave extra food behind.
Arkadaşlarına ayak uydurmadığı için, o sonunda geride kaldı.
- Unable to keep up with his friends, he fell behind at last.
Önce Mary yürüdü, ve Tom arkada geldi.
- Mary walked first, and Tom came behind.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
- A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
Ben, birinin arkadan adımı seslendiğini duydum.
- I heard someone call my name from behind.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Bahçe evin arkasında.
- The garden is behind the house.
O, buna karşın geçmedi.
- He didn't pass after all.
Buna karşın haklıydı.
- He was right after all.
Sonunda hiçbir şey sonsuza kadar kalmaz.
- After all, nothing remains forever.
Tom sonunda doğru kararı verdi.
- Tom made the right decision after all.
Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
- I tried many things but failed after all.
Peter yine de gelmedi.
- Peter didn't come after all.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Nihayet, o, sınavı geçmeyi başardı.
- After all, he succeeded in passing the exam.
Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
- We're going to need your help after all.
Her şeye rağmen onu almadım.
- Tom didn't buy it after all.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
Sonuç olarak sen haklıydın.
- You were right after all.
Sonuç olarak o gelmedi.
- After all she did not come.
Biraz sonra çocuklar sakinleşti.
- After a while, the children settled down.
Bundan sonra ne olduğunu hatırlayamıyorum.
- I can't remember what happened after that.
Tom bundan sonra asla aynı olmadı.
- Tom was never the same after that.
Mary ve John tartıştılar, ancak bir süre sonra barıştılar.
- Mary and John quarreled, but made up after a while.
Bir süre sonra yeniden yürümeye başladılar.
- They began to walk again after a while.
Nihayetinde o bir çocuk.
- She is a child after all.
borsada gün içi seansı kapandıktan sonra devam eden seans.
1. The store was cleaned and swept out after hours.
2. The children had a secret after hours party when they were supposed to be in bed.
O, ondan sonra zor bir hayat sürdü.
- He led a hard life after that.
Ondan sonra onunla asla konuşmadım.
- I never spoke to him after that.
Bundan sonra ne yaparız?
- What do we do after this?
Bundan sonraki cadde nedir?
- What is the next street after this?
Tom senin işinin peşinde olabilir.
- Tom could be after your job.
Tren bugün on dakika geç kaldı.
- The train is ten minutes behind today.
İlk otobüs on dakika geç hareket edecek.
- The first bus will leave 10 minutes behind time.
Buna rağmen kimse problemi çözemedi.
- No one could solve the problem after all.
Her şeye rağmen onu başardın
- You managed it after all.
Saat on dakika geri kalmış.
- The clock is ten minutes behind.
Diğerlerinin ardından kötü konuşmamalısın.
- You must not speak ill of others behind their backs.
Maria Sharapova, Williams kardeşlerin ardından, üçüncü en başarılı aktif kadın tenis oyuncusudur.
- Maria Sharapova is the third most successful active women's tennis player, behind the Williams sisters.
he will leave a trail of destruction after him.
So you punched out a window for ventilation. Was that before or after you noticed you were standing in a lake of gasoline?.
a painting after Leonardo da Vinci.
The after gun is abaft the forward gun.
The princess is next in line to the throne after the prince.
After your bad behaviour, you will be punished.
The amends he had made in after life were lost sight of in the dramatic glare of the original act.
After all that has happened, he is still my friend.
inquire after her health.
I left the room, and the dog bounded after.
The Cold War began shortly after the Second World War.
I found the father of Thuvia a man after my own heart, and that night saw the beginning of a friendship which has grown until it is second only to that which obtains between Tars Tarkas, the green Jeddak of Thark, and myself.
You made the commitment, and you can't change the terms after the fact.
Sir:—I have long feared that by our continually worrying the ministry here with successive after-clap demands for more and more money, we should at length tire out their patience.
After-discovered evidence that a cap...identified as belonging to the accused who was convicted, belonged to another...who had a similar gun, motive and opportunity, and admitted to several that he had committed the crime, held ground for a new trial..
Thou shouldst have made him As little as a crow, or less, ere left To after-eye him. — Shakespeare.
To keep costs down at our wedding, we only had family at the banquet, but invited all our friends to the afters.
The police are after a man who is believed to have robbed a bank today.
I'm after a size 14 drill bit. Have you got any?.
... And she called me after reading it and she said, ...
... maybe after the election how we're going to do it, you wouldn't take such a sketchy ...