affetme

listen to the pronunciation of affetme
Türkçe - İngilizce
{i} forgiveness

When I was young I used to pray for a bike. Then I realized that God doesn't work that way. So I stole a bike and prayed for forgiveness. - Ben gençken bir bisiklet için dua ederdim. Sonra Allah'ın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Bu yüzden bir bisiklet çaldım ve affetmesi için dua ettim.

Dan begged Linda for forgiveness. - Dan Linda'nın affetmesi için yalvardı.

pardon

Tom asked his girlfriend to pardon him for forgetting her birthday. - Tom onun doğum gününü unuttuğu için onu affetmesini rica etti.

remission
absolution
affetmek
forgive

Tom wants to forgive his father for abandoning him. - Tom, onu terkettiği için babasını affetmek istiyor.

To understand all is to forgive all. - Her şeyi anlamak her şeyi affetmektir.

affetmek
pardon
affet
let off
affetmek
excuse

You'll have to excuse me. - Beni affetmek zorunda kalacaksın.

affet
condone

I certainly don't condone that. - Kesinlikle onu affetmem.

affetmek
forgivingness
affetmek
let off
affetmek
release
affetmek
(Politika, Siyaset) grant pardon for
affet
absolve
affet
forgive

Forgive me Father for I have sinned. - Günah işlediğim için beni affet Tanrım.

I lied. Please forgive. - Yalan söyledim. Lütfen affet.

affet
forgave

Tom forgave Mary on his deathbed. - Tom Mary'yi ölüm döşeğinde affetti.

Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did. - Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.

affet
{f} forgiving
affet
{f} excuse

You'll have to excuse me. - Beni affetmek zorunda kalacaksın.

My mother excused his mistake. - Annem onun hatasını affetti.

affet
remit
affetmek
condone
affet
forgiven

Tom still hasn't forgiven me. - Tom hâlâ beni affetmedi.

I have forgiven her already. - Ben onu zaten affettim.

affet
absolved
affet
letoff
affetmek
dismiss
affetmek
to pardon (a convict)
affetmek
remit
affetmek
to excuse, give leave
affetmek
to dismiss, discharge (someone) from (his job or a duty). Affedersiniz. I beg your pardon./Excuse me./I'm sorry. Affetmişsin sen onu! (Konuşma Dili) Excuse me but you are wrong! Affetmişsiniz .... (Konuşma Dili) Excuse me but you are wrong.: Affetmişsiniz, öyle bir şey demedim. Excuse me but I didn't say that
affetmek
to forgive, to excuse, to pardon ; to discharge, to dismiss
affetmek
absolve; release
affetmek
to excuse (a person)
affetmek
to forgive (an act)
affetmek
overlook
affetmek
{f} absolve
affetmek
disengage
cezasını affetme
indemnity
Türkçe - Türkçe
affetme