affedersiniz

listen to the pronunciation of affedersiniz
Türkçe - İngilizce
Excuse me
Excuse me a moment
excuse me, I'm sorry, sorry, I beg your pardon
i'm sorry

I'm sorry, could you say that again? - Affedersiniz, onu tekrar söyler misiniz?

I'm sorry, did I do something wrong? - Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?

excuse

Excuse me. Who are you? - Affedersiniz. Siz kimsiniz?

Excuse me. Can you direct me to the nearest subway station? - Affedersiniz. Beni en yakın tramvay istasyonuna doğru yönlendirebilir misiniz?

sorry

I'm sorry, did I do something wrong? - Affedersiniz, yanlış bir şey mi yaptım?

Sorry, I didn't hear. - Affedersiniz, duymadım.

I beg your pardon
Pardon me

Pardon me, what place is this? - Affedersiniz, burası hangi yerdir.

Pardon me, but that is my racket. - Affedersiniz, ama o benim raketim.

feel sorry
afedersiniz
sorry

Sorry. I didn't mean to bother you. - Afedersiniz. Sizi rahatsız etmek istememiştim.

afedersiniz
pardon me

Pardon me, I didn't know you were still there. - Afedersiniz, hala orada olduğunuzu bilmiyordum.

Pardon me, do you speak English? - Afedersiniz, İngilizce konuşur musunuz?

afedersiniz
I am sorry
affet
let off
afedersiniz
excuse me

Excuse me, is this seat taken? - Afedersiniz, bu sandalye dolu mu?

Excuse me, do you know what time it is? - Afedersiniz, saatin kaç olduğunu biliyor musunuz?

affet
condone

I certainly don't condone that. - Kesinlikle onu affetmem.

affet
absolve
affet
forgive

Please forgive me for opening your letter by mistake. - Yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.

Forgive them, for they know not what they do. - Onları affet, zira onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.

affet
forgave

Tom never forgave himself for hurting Mary the way he did. - Tom yaptığı tarz Mary'yi incittiği için kendini asla affetmedi.

Tom forgave Mary for losing all his money. - Tom bütün parasını kaybettiği için Mary'yi affetti.

affet
{f} forgiving
affet
{f} excuse

The teacher excused me for being late for class. - Öğretmen derse geç kaldığım için beni affetti.

Excuse us for a second. - Biran için bizi affet.

affet
remit
afedersiniz
I beg your pardon
afedersiniz
excuse me!

Excuse me, who is this woman? - Afedersiniz, bu kadın kim?

Excuse me, is this seat taken? - Afedersiniz, burası dolu mu?

affet
forgiven

We have already forgiven you. - Biz zaten sizi affettik.

You've never forgiven me, have you? - Beni hiç affetmedin, değil mi?

affet
absolved
affet
letoff
affedersiniz