Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.
- We wish to advise you of the following price reductions.
Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.
- Their job is to advise the president.
George o kadar yorgundu ki doktoru ona kendisine daha iyi bakmasını tavsiye etti.
- George was so tired that his doctor advised him to take better care of himself.
Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
- I'll do as you advise.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Samson is reported to the King accordingly. His Majesty, advising of it for a moment, orders that Samson be brought in with the other Twelve.
We were advised of the risk.
when that villain he auiz'd, which late / Affrighted had the fairest Florimell, / Full of fiers fury, and indignant hate, / To him he turned .