Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.
- Their job is to advise the president.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.
- We wish to advise you of the following price reductions.
Yarın 9.00'da akademik danışmanımı aramamı hatırlatabilir misin?
- Could you remind me to call my academic advisor at 9:00 p.m. tomorrow?
Tom bir kariyer danışmanıyla konuştu.
- Tom spoke to a career advisor.
Onun en önemli danışmanı Henry Kissinger'di.
- His most important adviser was Henry Kissinger.
İyi bir mali danışmana ihtiyacım var.
- I need a good financial adviser.
Erken bir başlangıcı tavsiye etti.
- He advised an early start.
Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.
- Our music teacher advised me to visit Vienna.
Avukatının tavsiyelerini yapman senin için daha iyidir.
- It's better for you to do what your lawyer advises.
O, ona teknik konularda tavsiyede bulunur.
- She advises him on technical matters.
Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- I advised him to take a rest.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Samson is reported to the King accordingly. His Majesty, advising of it for a moment, orders that Samson be brought in with the other Twelve.
We were advised of the risk.
when that villain he auiz'd, which late / Affrighted had the fairest Florimell, / Full of fiers fury, and indignant hate, / To him he turned .
... things, would you advise it? Will it catch on? ...
... >>Doctorow: So if you want to make a living writing things, I would advise you to stop ...